Ramazan’ı bu gün itibariyle uğurladık çok şükür. Havalar çok sıcak gidecek, sıkıntı çekeceğiz derken Cenab-ı Allah ilk günleri serinletiverince bütün sıkıntılarımız silinip gitti. Bu büyük bir rahmet tecellisidir. Son on beş gün biraz sıcak oldu. Lakin ilk günlerin rahatlığı diğer günlerin yükünü büyük oranda hafifletti. Baştan ümitsizliğe düşenler manevi olarak elbette çok zarar ettiler. Çünkü Ramazan büyük bir manevi ticaret ortamı idi.
Niyetler adi şeyleri bile ibadete çeviriyor. Bizm bu baştaki kararlılığımız rahmetin üzerimiz inmesine sebep oldu ve amellerimizi büyük ibadetlere çevirdi. “Sabrın sonu selamettir” derler ya çok şükür biz de sabrettik inşaallah selamete erdik, zafere kavuştuk. Bin aydan daha hayırlı olan ve seksen senelik manevi bir önrü kazandıran Kadir Gecesinin de tatile denk gelmesi ayrı bir lütuftur. Cenab-ı Hak bir kuluna bir şeyi vermeyi murat etmişse, o şeyin sebeplerini de bir araya getirip tevafuk ettiriryor. Bunu Kadir Gecesinde yaşadık. Ertesi günü işe gitme endişesi taşımadan ibadet ve taatla, zikir ve dualar ile sabaha erdik. İnşaallah vaad edildiği gibi seksen senelik manevi bir ömrü kazanmışızdır.
Ramazan sadece bir aylık bir mesele değildir. Senenin on bir ayını da içine alan çok kuşatıcı, mübarek bir aydır. Sabrın, aç kalmanın üzerinden yeniden geçtik. Nimetlerin hakiki sahibiyle daha da bir yakınlaştık. Nimetlerin hakiki lezzetlerini yeniden terennüm ettik, kuru ekmeğin kıymetini ve suyun hakiki lezzetini yeniden sonuna kadar aldık. Kalbimize, ruhumuza ve duygularımıza yeniden bir çeki düzen verdik.
Sabır göstereceksek on bir ay göstermeye devam edeceğiz. Abur cubur yemeyeceğiz. Harama helale daha da bir dikkat edeceğiz. Öfkemize, aşırılıklarımıza daha da bir engel olacağız. Yani insanca yaşamanın, medeni olmanın gereklerini yerine getirmeye daha da bir özen göstereceğiz. Hakiki bir müslüman olarak imanın gereklerini hakkıyla yerine getireceğiz, temsil görevimizi örnek bir kişilik olarak daha da bir güzel göstereceğiz. Parmakla gösterilen bir kişi olacağız. Revize olmuş, fabrika ayarlarımıza dönmüş olarak yeryüzünde barış içerisinde iyi bir kul olarak yaşamanın yollarını arayacağız.
Cenab-ı Allah bu dünya düzenini “Hangimiz daha güzel işler yapacak” diye kurmuştur. Kuruluş amacına uygun hareket etmek elbette bize düşer. Bu dünyada misafiriz. Misafir gibi yaşamak, ev sahibinin isteklerine göre hareket etmek elbette doğru olacaktır. Bu dünyada ebedi kalacakmış gibi davranmak bize hiçbir şey kazandırmaz. Aksine elimizdekini de kaybettirir. Bu güne kadar ölümü kimse öldüremedi, kabir kapısını kimse kapatamadı. O halde yapacak tek bir şey var. O da ölüme ve ölüm ötesine göre yaşamak.
Cenab-ı Hak kendi rızası dairesinde yaşayanlara çok güzel bir gelecek vadediyor. Bu dünyada sayısız nimet vermişse, ahirette de daha âlasını elbette verecektir. Hem de ebedî olarak.
Ramazan’ı bayramla noktalamak da ayrı bir güzel nimet. Sevinçlerin, mutlulukların paylaşıldığı, dargınların barıştığı, hakiki kardeşliğin ihya edildiği bir saadet iklimi. Bunu da fırsat bilip bayramın hakiki çoşkusunu yaşamak her müminin iştiyakla istediği bir güzellik olmalı.
Huzur içerisinde bir bayram geçirmeniz dileklerimle hayırlı bayramlar.