Ramazan’ın iktisadı

Afife ARTIK

İktisat her zaman mühim. Ramazan ayı gibi çok kârlara vesile olabilen bir zaman dilimini israf etmemek, ondan âzamî derecede kârla çıkmak elbette ehemm.

Ramazan’da ciddi bir kast ve irade ile kullanılması gerekenlerin başında “zaman” geliyor elbette. Sair vakitlerde çok emek ve himmet harcadığımız bazı meşgalelerden biraz uzaklaşmak ve manevi temizlik ayı olan Ramazan ayında içimize yönelip çoktandır belki işitemediğimiz kalb ve ruh ve vicdanımızın sesini işitmeye gayret etmek…

Zamanımızı daha çok ibadet ve tefekküre ayırmakla beraber sair meşgalelerimiz veya insanî ilişkilerimize yeni bir boyut katmak için de nazarımızda bir tecdid vakti olabilir Ramazan ayı. Mesela; her zaman beraber vakit geçirdiğimiz kişiler ile daha derinlikli ve iki cihan saadetini hedef alan yeni bir zeminde birlikteliğimizi devam ettirmeye gayret edebiliriz. Yüz kapılı sarayın kapalı olan bir kapısında bekleyip de içeri giremediğimize yakınmak yerine açık olan kapıyı arayabiliriz.

Zamanı israf etmemek az zamanda kemiyeten çok işler yapmak anlamına gelmiyor. İbadette az ama devamlı olan makbul olduğu gibi zamanımızı da bir işe hastermek ama sabır ve sebatla o işi yapmak da zamanı iktisatlı kullanmak demektir.

Ramazan ayında israf etmemeye gayret göstereceğimiz en mühim ikinci şey ise “kelimeler”dir. İçine bir mana zerk etmeden arka planda ciddi bir mana temeli olmadan ne çok kelime sarf ediyoruz. Bu kelimeler bize ebedi hayatta arkadaş olamıyorlar. Daha az ve daha tesirli olarak kelimeleri kullanabilmek kolay değil elbette. Ramazan ayı ruhumuzun kelimelerimizi dokuduğu, heva ve heves ve hissin kelimelerimiz üzerindeki tesirinin en aza indiği bir zaman dilimi olabilir pekâlâ.

İman ve Kur’an hakikatleri ile yoğrulmuş bir ruhdan çıkan kelimeler elbette tesir etmek ve abes olmamak şe’nindendir. Madem ki Ramazan ayında nefsin rububiyeti kırılıyor nefsimizin kelimelerimiz üzerindeki tesiri de azalır elbet.

Ramazan ayında iktisatlı kullanmakla çok kâr edeceğimiz ve Ramazan ayı hâricinde de pek müsrif kullandığımız bir değerimiz de “emek, himmet ve gayret”imizdir. Ramazan ayı hâricinde genelde maddi ihtiyaçlarımız ve dünyamız için sarf ettiğimiz emeğimizi ve himmetimizi ve gayretimizi Ramazan ayında mânevî ve uhrevî yatırımlarımıza hastermek elbette pek kârlı olacaktır.

Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam, peygamberlik vazifesi gibi ulvî ve ciddi ve kutsî vazifesi olmakla beraber ve Medine’de hem kumandan hem devlet başkanı olmakla beraber Ramazan ayının son on gününü itikafta geçirmiştir. Acaba bizim bunlardan daha mühim vazifelerimiz mi var ki bu kârlı zaman diliminde kendimizi bir derece olsun günlük meşgalelerden alı koyamıyoruz?

Vakit, kelimeler, emek himmet ve gayret gibi elbet çok şeyler var ki iktisatlı kullanırsak çok kârlı bir ticaret etmiş olacağız. Esasen bir insan ruhen neyi istiyor neye odaklanmış yani; nazarını neye hasretmiş ise elbette vaktini ve kelimelerini ve emek himmet ve gayretini ona sarf edecektir. Hatta bir insanın değerini gösteren de bu çok kıymetli mallarını nereye sarf ettiğidir.

İnşallah bu Ramazan ayında büyük kârlar Rabbimiz bize nâsib eder ve Kadir Gecesini hakkımızda bin aydan hayırlı eyler.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.