Ebû Saîd el- Hudrî -radıyallahu anh-, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurduğunu anlatmıştır: “Allah Teâlâ katında ayların sayısı on ikidir. Gökleri ve yeri yarattığı günden beri, Allâh’ın kitabında bu böyledir. Bu aylardan dört tanesi haram (hürmetli) aylardır. Biri Allâh’ın esam ayı denilen Receb’tir… Diğer üç tanesi peşpeşe olup, şunlardır: Zilkade, Zilhicce ve Muharrem… Ancak, Recep Allâh’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır ve Ramazan da ümmetimin ayıdır.
RECEB AYINDA GÜNLERE ÖZEL ORUÇ TUTMANIN SEVABI
Kim Recep ayında inanarak ve sevâbını Allah’dan bekleyerek, bir gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ’nın büyük rızâsına hak kazanır. Firdevs Cenneti’nin en üst katına yerleşir.
Ondan (Recep’ten) iki gün oruç tutana, iki kat mükâfât verilir ve her katın ağırlığı dünya dağları gibidir.
Kim Recep ayından, üç gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ onunla Cehennem arasına bir hendek açar ki, uzunluğu bir senelik yoldur.
Bir kimse Recep’den dört gün oruç tutarsa, delirmek, cüzzam ve baras hastalıkları belâlarından ve Mesîhü’d-deccâl fitnesinden de kurtulur.
Recep ayında beş gün oruç tutan kimse, kabir azâbından emîn olur, korunur.
Bir kimse Recep ayında altı gün oruç tutarsa, kıyâmet günü kabrinden kalkarken yüzü, on dördüncü gecedeki aydan daha parlak (nûrlu) olarak kalkar.
Bir kimse Recep ayında yedi gün oruç tutarsa -Cehennemin yedi kapısı vardır- Allah Teâlâ, Recebin günlerinden her birinin orucu sebebiyle Cehennemin kapılarından birini kapar. Bütün kapılar kapanmış olur.
Kim, Receb ayında sekiz gün oruç tutarsa -Cennet’in sekiz kapısı vardır- her günü için Allah Teâlâ, Cennet kapılarından birini açar.
Dokuz gün oruç tutan kimse, kabrinden kalkarken “Eşhedü enlâ ilâhe illallâh!” diyerek kalkar ve yüzü Cennet’ten başka bir tarafa döndürülmez.
Bir kimse, Recep ayında on gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ onun için Sırat köprüsünde her gece üzerinde istirahat edeceği bir yatak serer.
Bir kimse Receb ayında on bir gün oruç tutarsa, kıyâmet günü ondan daha fazîletli biri görülmez. Meğer ki, onun kadar veya daha fazla oruç tutmuş ola!..
Kim, Receb ayında oniki gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyâmet günü iki hulle giydirir. Bir hulle(nin kıymeti), dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.
Kim, Receb’de on üç gün oruç tutarsa, Kıyâmet günü insanlar çok sıkıntıda iken Arşın gölgesinde ona bir sofra kurulur ve o, o sofradan yer.
Bir kimse, Receb ayında ondört gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona hiçbir gözün görmediği, kulağın duymadığı, bir beşerin kalbinden geçmeyen ihsânlarda bulunur.
Bir kimse bu ayda, onbeş gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ kıyâmet gününde onu güvende olan kimselerin durduğu yerde bulundurur. Onun yanından geçen mukarreb melek veya Nebiyy-i mürsel ona şöyle der: -Ne mutlu sana!.. Sen emîn kimselerdensin… (bir başka rivâyette, onbeş günden fazla tutan için denilmiştir ki:)
“Bir kimse Receb’den onaltı gün oruç tutsa, Allah Teâlâ’yı ilk ziyâret edenlerden olur. O’na nâzır ve O’nun kelâmını ilk işitenlerden olur.
Bir kişi Recep ayında onyedi gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ, Sırat’ın her mil mesâfesinde istirahat edeceği bir yeri o kimse için hazırlatır ve o kimse orada istirahat eder.
Her kim Receb’de onsekiz gün oruç tutsa, İbrâhim -aleyhisselâm-’ın köşküne yakın bir köşke alınır. Kezâ bu ayda ondokuz gün oruç tutan kim se için Hak Teâlâ Cennet’te İbrâhim ve Âdem -aleyhimüsselâm-’ın sarayları karşısına bir saray binâ eder. O, o iki zâta selâm verir, onlar da ona selam verir, alırlar.
Receb ayından yirmi gün oruç tutan kimseye semâdan bir seslenici.
-Ey Allâh’ın kulu, Allah Teâlâ senin geçmiş günahlarını bağışladı. Kalan ömrün için iyi ameller işlemeye bak, diye seslenir.” (Gunye 1/175-176)
Kaynak: Üç Aylar, Yusuf Demireşik