İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversitenin ve diğer kurumların birbirlerine benzememesi gerektiğini kaydederek "Üniversite üniversite gibi kalmalı, topluma hizmet etmeli, çağdaş bir üniversite olmalı, çocuklarımızı eğitmeli, bilim öğretmeli vazifeleri neyse onu yapmalı'' dedi.
Prof. Dr. Söylet, İstanbul Suriçi Grubu Derneği'nin düzenlediği 'İstanbul Toplantıları'nda yaptığı konuşmada, dünya üniversitelerinin tarihini anlatarak İstanbul Üniversitesi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk ve en köklü üniversitesi olduğunu belirtti. Küreselleşmenin bütün dünyayı etkilediğini, artık toplum hizmetinin ön plana çıktığını, araştırmaların bile toplum yararı gözetilerek yapıldığını kaydeden Söylet, "Yeni girişimci üniversiteler, ya da üçüncü kuşak üniversiteler ortaya çıktı. Üniversiteler toplumla bu kadar içli olmazsa, toplumun isteklerini, ihtiyaçlarını göz ardı ederse ne olur? Felsefeciler diyorlar ki; 'üniversite zaten bitiyor', üniversite daha hızlı biter. Üniversiteler toplumu aydınlatma ve topluma yarar sağlama fonksiyonlarını ihmal ettikçe, daha hızlı davranan, topluma daha çok ulaşan bir çok başka kurum ortaya çıkıyor'' diye konuştu.
"HESAP VEREBİLİR OLMALI''
Söylet, çağdaş üniversitenin, girişimci, özerk ve hesap verebilir olması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Üniversiteler sadece ders yapılan ve diploma alınan yerler değildir, üniversitenin asli görevi gerçeği araştırmaktır. Ona 'hikmet' de diyoruz, biliyorsunuz. Nasıl bir müfredat olmalı? Bir kere şu sözü tedavülden kaldırmak zorundayız. 'İcatçılık yapma', 'Nereden çıktı bu', 'Amma icatçı adamsın', bunların tam tersini söylemeliyiz. Analitik düşünceyi kazandırmak zorundayız. Bağımsız düşünceyi, düşüncelerini ifade edebilmeyi çocuklarımızdan esirgememek zorundayız. Yoksa ezik insanlar yetişiyor, konuşamayan, söyleyemeyen, düşünemeyen. Üniversitede bunlar olmayacak.''
Sabah