Serkan Kara'nın haberi:
Türkiye'de, yayınevleri ve okurlar tarafından yıllarca göz ardı edilen biyografik eserler, şimdilerde büyük ilgi görüyor. Okurlardan gelen talebin her geçen gün arttığını dile getiren yayınevi yetkilileri, bunun nedenini resmî tarihin iflasına bağlıyor.
Yazarlar, resmî tarihe ters düşen gerçekleri 'mahalle baskısı' nedeniyle yazmaktan çekiniyor. İşte bu noktada biyografik eserler imdada yetişiyor. Biyografi, otobiyografi, biyografik roman ve nehir söyleşi tarzında yazılan yaşam öyküleri, bir kişiyi anlatmanın yanı sıra o şahsın yaşadığı döneme de ayna tutuyor. Hal bundan ibaret olunca değmeyin okurların keyfine!...
Resmî tarih artık resmen iflas etmiş durumda
CELAL ÜSTER - Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni
Biyografik eserlerin ilgi görmesinin nedeni; resmî tarihin ve insanlarla ilgili resmî yorumların artık resmen iflas etmiş olmasıyla ilgili. Biyografi, kişisel anılara ya da araştırma sonucu edinilmiş yazılı ve sözlü malzemenin düzenlenip yorumlanmasına dayandığı için, yalnızca bir kişinin yaşamını konu alan bir edebiyat türü olarak değil, tarihin bir dalı olarak da görülebilir. Ele aldığı kişinin yaşamını anlatırken, o kişinin yaşadığı dönemi, o dönemde yaşamış pek çok kişiyi de gündeme getirdiğinden, toplumun sivil tarihinin oluşmasına azımsanmayacak bir katkıda bulunur. O yüzden, yaşam öykülerinin ilgi görmesinde, artık insanların toplumlarını, resmî bakışlardan farklı yaklaşımlarla tanımak istemelerinin büyük payı var.
***
Yazılı tarih, resmî ideolojinin dışında pek bir şey sunamaz
FİLİZ DIĞIROĞLU - Timaş Yayınları Hatırat Kitaplığı Editörü
Türkiye'deki hakim yazılı tarih, resmî ideolojinin dışında pek fazla bir şeyler sunamaz. Ancak biyografik eserlerin sayılarının artmasıyla birlikte tarihin resmî algısı değişmeye başlar. Çünkü biyografilerin sayısının artması siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel vs. her alanda bilgilerimizin yenilenmesine ve daha geniş bir perspektiften içinde bulunduğumuz coğrafyayı ve dünyayı anlamamıza katkıda bulunur. Yayınevlerinin bu eğilimle paralel olarak biyografik-monografik eserlerin neşrine ağırlık verdiği bir gerçektir. Okurların biyografik esere ilgisi oldukça güzel ve bu ilginin artarak devam edeceğini düşünüyoruz.
***
Okurlar, 'biz kimiz, nereden geldik' gibi soruların cevaplarını arıyor
SIRMA KÖKSAL - Everest Yayınları Yayın Yönetmeni
Son yıllarda tüm dünyada mikro tarihe ilgi çoğalıyor. Bu ilginin bir uzantısı da günlük yaşamdan izler taşıyan biyografik metinler. Eskiden akademik çevrelerin kazı alanı olan yaşamöyküleri artık sıradan okurun da merak ettiği bir alan oldu. Okurdan gelen bu ilgi, yayınevlerinin bu yöndeki kitaplara ağırlık vermesine neden oluyor. Türk okuru tarafından biyografiye olan merakın zamanla daha seçici bir hal alarak uzun bir süre devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü kişisel öyküler tarihsel dönemlere ve gerçeklere ışık tutuyor. Türk okurlar ise 'biz kimiz, nereden geldik, nereye gidiyoruz?' gibi sorulara artık resmi tarihin dışındaki yayınlarla cevap arıyor. Zaman