RisaleHaber-Haber Merkezi
Hürriyet yazarı Hadi Uluengin, resmi tarihi eleştirdiği yazısında 'Tarihi, bize izin verildiği ölçüde bilebiliyoruz' dedi.
Hadi Uluengin'in ' Farklı açılardan resmi tarih' başlıklı yazısından ilgili bölüm:
Dün dediğim gibi, tabii ki 1923 sonrası da dâhil her “resmi tarih”i muzafferler yazar. Yazarlar ve en azından belirli bir müddet empoze ederler. Metazori dayatırlar. Yani, galipler şimdiyi meşru kılabilmek için geçmişi tahakküm altına alırlar. Daha açıkçası, gerekirse maziyi toptan çarpıtırlar. Gerçeğin gözünün yaşına bakmazlar.
Nesnelliği, tarafsızlığı, mesafeliliği hiçe sayarak, o maziyi nalıncı keseriyle yontarlar. Sonra da, yalnız bu budanmış varyantı öğretirler. Huniyle boca ederler. Şartlandırırlar. Ve yine gerekirse, söz konusu resmiyet dışına taşacak bütün sorgulamaları yasaklarlar.
* * *
Nitekim 1915 Ermeni Tehciri; başta Dersim, çeşitli Kürt isyanları; Said-i Nursi ve benzeri “irticai” (!) olaylar; gayr-ı Müslimlere karşı uygulanmış baskı politikaları falan, tüm bunlar çok ciddi bir “budama operasyonu” gerçekleştikten sonra bizlere ulaşmıştır.
Dolayısıyla, geniş kitleler olarak tarihi, onu bilmemize izin verildiği ölçüde, formatta ve bilinçte bilebiliyoruz. Ötesini ya gerçekten bilmiyoruz, ya da öğrenmeyi reddediyoruz. Çünkü yaraları üstünkörü pansımanlanmış bir maziye inandırıldık. O pansıman biraz açılıp cerahat ortaya çıktığında dehşet paniklediğimiz için de şifalı bisturiden korkuyoruz