Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı Dersleri-14: Duanın İncelikli Sırrının Keşfi (23. Söz, 1. Mebhas, 5. Nokta)
Eğitim Programı Ön Bilgilendirmesi: Bir müddet ara verdiğimiz Eğitim Programımızın derslerine 3 Ekim 2015 16. 45 Ct. günü inşallah tekrar başlayacağız. Programımızın özel bir misafiri var. Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi SAİD ÖZDEMİR de inşallah programımıza katılacak. Misafiri gibi kendisi de özel olan bu programda görsel bir şölen ve muhteşem bir yolculuk sizi bekliyor. Bu programımızda insan ve kâinatın yaratılışının gizli kalmış sırrını, harika bir misalin yardımıyla keşfediyoruz, sizi bambaşka bir zihinsel yolculuğa davet ediyoruz ve birlikte çıkacağımız bu hayalî yolculukta daha önce hiç gitmediğiniz yerlere gideceğinizin sözünü veriyoruz. Mutlaka izlemeniz gerektiğini düşündüğümüz 1 dk. lık muhteşem fragman videomuzun adresi: https://youtu.be/p9YSdC6Nf4A (Tam ekran ve HD izleyin)
Keşif Yolculukları ismini verdiğimiz ve Yazarlar Birliği Sümer-1 Sok. No: 11/9 Kat:4 Kızılay/ANKARA’da sunulacak ve ayda bir kez yapılacak, izahlı ve görsel sunumlu Risale-i Nur Eğitim Programımızın güncel ders konularını ve tarih/yer bilgilerini https://www.facebook.com/pages/Ediz-Sözüer-resmi-sayfa/1428147924084559?ref=hl adresinden takip edebilirsiniz. Hem bizi (haddimizin fevkinde olarak üstlendiğimiz) bu önemli iman hizmetinde yalnız bırakmamak ve manen destek vermek için; hem de imanî ilimlerin tahsilinde ciddî bir altyapı kazanmak, Risale-i Nur’u farklı mana açılımlarıyla anlamak ve taze bir heyecanla, alışkanlık ve sıradanlık perdesini kaldırıp atmak için derslerimize katılmanızı arzu ediyoruz. Eğitim programımızın takdimini ve önceki derslerimizin videolarını, www. youtube. com/c/EdizSözüer Youtube video kanalımızdan bulabilirsiniz. Ders programımızı üstüne bina ettiğimiz “Olağanüstü Bir Hazinenin Keşif Yolculuğu: Risale-i Nur İzah Metinleri” isimli kitap çalışmamızı ise https://yadi.sk/d/09r41tL9ecYUA Yandexdisk adresindeki “Kitaplar (Risale-i Nur İzah Metinleri)” klasöründen indirebilirsiniz. Sunumlarımızda kullandığımız metinlere, videolara ve Powerpoint dosyalarına ise aynı adresteki “Risale-i Nur Eğitim Programı” klasöründen ulaşabileceğinizi ve bulunduğunuz yerde bu tarz sunumları sizin de yapabileceğinizi ifade edelim.
Tavsiye Ettiğimiz Metot: Bu görsel destekli derslerin özellikle yazının en altında yer alan videosunu izlemeniz ve imkânınız varsa devam eden programlarımıza şahsen katılmanızdır. Bu, büyük önem arz ediyor. Çünkü yazımıza (ders içeriği hakkında fikir vermek için) sadece izah metnini alacağız. Yazılı olarak kaleme alınmış hakikatleri, sözlü ve görsel bir şekilde izlemeniz (kitap çalışmamızda olmayan ilave izahlarla) daha iyi anlama ve hissetme imkânı sunuyor. Böylece sadece akılla anlaşılmayan ve aslında “hissedilen hakikatler” olan iman ilmini anlamakta ve “farklı mana açılımları”na kapı açmakta, en verimli bir metodu takip etmiş oluyorsunuz. Bununla birlikte, eğitim programımızı kitap çalışmamız üzerinden de ciddî bir şekilde okuyarak takip ederseniz, bu pekiştirme yöntemiyle (Allah’ın izniyle) Risale-i Nur’u anlamak noktasında en üst düzeyde bir istifadenin gerçekleşeceğine kuvvetle inanıyoruz. Bu derslere ve bu hakikatlere herkesten evvel kendim müşteri olduğum için, birçok kardeşimle beraber bu manaya en başta bizzat şahidim. Bu çalışmalar ortaya çıktıktan sonra, daha önceden onlarca defa okuduğum yerleri hiç bu kadar iyi anlamamış olduğumu görerek hayret içinde kaldığımı itiraf ediyorum.
23. Söz, 1. Mebhas, 5. Nokta (İnsanın Farklılığı) - İzah Metni
Eserin bu bölümünde dua ile ilgili çok önemli iki şey öğreniyoruz. Birisi: Her duaya mutlaka cevap verildiğini, fakat istenenin aynen verilmesinin, Allah’ın hikmetine uygun ise mümkün olduğunu, eğer uygun değilse ve o istek, isteyenin aleyhinde olacaksa istenenin verilmeyeceğini veya başka bir şekilde daha iyisinin verileceğini.
Diğeri: Duanın kulluğun esası olduğunu ve kulluğun da yalnızca Allah rızası için yapılması gerektiğini, neticesinin de manevî ve âhirete yönelik olduğunu, dünyevî maksat ve sebeplerin o kulluğu yapmak veya duayı etmek için esas sebep ve gerekçe olmamasının şart olduğunu, hatta dünyevî sebep ve maksatları, o ibadetlerin yapılma zamanını belirleyen şeyler olarak görmek gerektiği, yoksa o ibadetin ibadet olmaktan çıkacağını; işte tam da bu sebeple, sadece dünyevî maksatları esas alarak dua edenlerin dualarının ve ibadetlerinin kabule lâyık ve makbul olmayacaklarını öğreniyoruz.
Üç çeşit manevî dille edilen duanın, kâinatın her yerinde edildiği ve mutlaka kabul gördüğü ifade ediliyor. Bunlar, 1-İstidat, 2- İhtiyac-ı fıtrî ve 3-Izdırar dilleriyle edilen dualardır.
İstidat yani kabiliyet diliyle manen edilen dua, mesela bir tohumun ağaç olup meyve verme kabiliyetinin manevî diliyle ettiği dua ki, o ağaç âdeta der: “Benim bu potansiyel kabiliyetimi gerçeğe döndür ve bana güzel bir şekil ver ki, senin güzel isimlerini kendi varlığımla ayna gibi göstereyim ey yaratıcım!”
İhtiyac-ı fıtrî, yani hayatlarının devamı için gerekli ihtiyaçlarının manevî diliyle edilen dua ki, bu duayı, kendi güçleri ile ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün olmayan tüm canlılar ediyorlar.
Izdırar, yani zorda kalmanın manevî diliyle edilen dua ki, çaresiz kalan her ruh, görünmeyen ve bilinmeyen bir koruyucuya o çaresizliğiyle sığınır. Tamamen hedefsiz ve bilinçsiz bile olsa, bu sığınma ve yardım isteme duygusuna yapışır. Sanki içten içe manen şunu hisseder, kendisine acıyıp merhamet eden birisi vardır ve eğer varsa, çaresizliğini görmesini dileyerek, o meçhul varlıktan yardım ister ve ondan medet umar.
Dördüncü çeşit dua ise, bizim kalben ve dille veya halimiz ve davranışlarımızla yaptığımız iki kısım duadır. Fiilî dua diye tabir edilen bu ikinci kısım duada, bir neticeyi elde etmek için gerekli olan sebepleri bir araya getirmenin, neticenin meydana gelmesini sağlayan asıl unsur olmadığına inanmak esastır. Neticeyi Allah’ın kudretiyle yarattığını itikat ederek ve neticeyi O’ndan bilerek; Allah’ın bu dünyada yaratılmasını bazı kurallara bağladığı neticeleri elde etmek için sebeplere teşebbüs etmek, davranışlarımızla gerçekleştirdiğimiz bir dua gibidir. Bir sınavı kazanmak için gerekli çalışmamız, fiilen ettiğimiz bir duadır ki, genellikle kabul edilir. Sebepleri bir araya getirerek kendi başımıza, kendi ilmimiz ve kudretimizle elde ettiğimizi zannettiğimiz ne kadar netice varsa, gerçekte Allah’ın iradesi ve kudretiyle yaratılır.
Allah’ın, ilahî iradesi ile bir düzen dâhilinde işlettiği ve “Şu şu sebepler bir araya gelirse, bu neticeyi yaratmayı irade edeyim ve yaratayım” şeklinde bir tercihinden ve âdetinden ibaret bulunan “tabiattaki kanunlar”; aslında “kâinatta geçerli olan ilahî kurallar ve kanunlar bütünü”nden ve “neticelerin” yaratılma şartlarının belli kurallara bağlandığı, sebep-netice arasındaki ilişkiden meydana gelmektedir. Bu kanunlar, İslâmî literatürde “Adetullah kanunları” diye isimlendirilir. Bu belirlenmiş kurallara uymak, yaratıcının iradesine ve rızasına uygun hareket etmek manasına gelir. Bilinçli olsun olmasın, bu anlamdadır. Bu kurallara uymanın karşılığı ve mükâfatı da, o sebepler bir araya geldiğinde yaratılması takdir edilen neticenin ilahî kudret tarafından bizim için yaratılması suretiyle verilmektedir. (örn: tohum ekmek, tohumu sulamak ve fideyi güneşe karşı tutmak ve toprağı gübrelemek gibi sebepleri bir araya getirmenin karşılığı ve mükâfatı, leziz meyveler elde etmek neticesi ile verilmektedir)
Umumî kanunların, genel kural ve kaidelerin altında ezilen, zorda kalan ve yardıma ihtiyacı olan kullara ise (ilahî makama gerek sözlü, gerek ızdırar lisanıyla müracaat ettiklerinde) onları bu sıkıntılı durumdan kurtarmak için özel bir şekilde yardım edilebilir, genel kaidelerin dışına çıkılarak istisnaî şekillerde imdat edilebilir. Çünkü Allah, kendi koyduğu ve işlettiği kanun ve kurallara bağımlı ve tâbi değildir. Hâkimi olduğu kanun ve kuralların (istediği ve gerek gördüğü anda) hükmünü kaldırıp, istediği kulunun lehinde şartları ve hadiseleri yeniden şekillendirebilir veya yönlendirebilir.
Peygamberlere mucizeler ve evliyalara kerametler şeklindeki ilahî yardım ve ikramlardan başka, zorda kalan ve ilahî dergâha iltica edip yardım isteyen her kul için bu imkân mevcuttur. Allah; hadiseleri ve şartları (ilahî hikmet ve kudretiyle) istediği kulunun etrafında yönlendirebilir. Tabi çoğu zaman neticeleriyle tesirini hissettiğiniz bu ilahî yardım, tüm zamanı aynı anda görebilen ve bilebilen, zaman ve mekân kayıtlarının dışında çalışan bir kudret söz konusu olduğundan ve imtihan sırrını ihlal etmemek hikmetine binaen, tamamen sebepler dairesinde kalarak, yani tabiat kanunlarının dışına çıkmadan da size yardım edebilir. Siz ise, bu hadisenin tesadüfî değil, kastî bir yardımla olduğuna, olayların gelişiminin tesadüf ihtimalini ortadan kaldıracak açıklıkta gelişmesine bakarak, kesin bir kanaatle hükmedersiniz.
Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı Görsel Destekli Ders Videosu:
Duanın İncelikli Sırrının Keşfi (23. Söz, 1. Mebhas, 5. Nokta)
https://www.youtube.com/watch?v=RN_8zZpJ72c&list=PL5bPD7AdvnTyX3_W9wzDqTUTemmMYxboU&index=5