Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Eğitim-Öğretim sezonunun başlamasıyla başlayan Üniversite Seminerlerinin bu haftaki konusu “Risale-i Nur ve Farkındalık” idi. Diyarbakır Kültür Merkezi (DKM)’nde gerçekleşen seminere ilgi yoğundu.
Sunumunu Tıp Fakültesi öğrencisi Ömer Faruk Alakuş’un yaptığı seminerde farkındalığın gelişmesinde Risale-i Nur’un Rolü, Risale-i Nur Hizmetinde Farkındalık gibi konu başlıklarına yer verildi.
Sözlerine farkındalığın tanımını yaparak başlayan Alakuş, “Farkındalık kişinin kendi düşüncelerini, duygularını, bedenini ve dış dünyasını gözlemlemesi yoluyla kazanmış olduğu bilinçlilik halidir. Farkındalık teyakkuzda olma uyanık olma halidir. Bir anda kazanılıp halledilecek bir şey değil, sürekli var olması gereken bir şuurluluk halidir. Farkındalık bakmak değil, her zaman baktığını görebilmektir” dedi.
Bu değişim ve dönüşümler içerisinde değişmeyen bazı temel soruların olduğunu söyleyen Alakuş, “Ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Bu dünyada bulunuş amacım nedir? Beni kim var etti? gibi temel soruların kıyamete kadar insanlığın yakasını bırakmayacağını, insanlık var oldukça var olacak olduğunu” belirtti.
FARKINDALIĞIN GELİŞMESİNDE RİSALE-İ NUR’UN ROLÜ
Alakuş’un seminerde şunları dile getirdi:
Kur’anın bir mucize-i maneviyesi olan Risale-i Nur insanın ezeli sorularına akılda ve kalpte hiç şüphe bırakmayacak şekilde cevap verir. İnsana, kendisi, kainat ve kainatın sahibi hususunda farkındalık kazandırır. İnsanın bu dünyada başıboş olmadığını bir vazifesinin olduğunu, kainatta meydana gelen hadiselerin hikmetle olduğunu anlatır. Mesela ne der. “Kendini başıboş zannetme, zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan hiçbir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz olabilir. Zelzele gibi vakıalar olan şu hadisat-ı kevniye tesadüf oyuncağı değiller.”
Risale-i Nur insana yaratılışındaki inceliği, sahip olduğu nimetleri ve mahiyetini bildirir, bu yolla bir farkındalık kazandırır.