Risale-i Nur gözlüğü!

Özkan ERDEM

Hayat ne kadar temiz ve saf, ama ne kadar da karanlığa boyuyoruz onu; “Bıktım bu hayattan”,“Bu hayat çekilmez”, “Bitsin bu hayat”, “Karamsar bir hayat yaşıyorum”, “Hayat şartları zor”, “Hayata tutunmaya çalışıyorum”,“Kimsesiz bir hayat” ve saire tabirleri işitiyoruz gündelik hayatımızda, birçok insandan.

Sanki istenmediği halde böyle bir hayatı idame ettirmeye mecbur kılınmış gibi, şekva edici ifadeler hiç eksik olmuyor kulaklarımızdan. Bu hayat yükü altında ezilecekmiş gibi, isyankâr ifadeler, şekva edici sözler, sitemkâr ibareler insanların hayatında ne kadar da çok dolaşıyor.

Oysa biliyoruz ki, hiç kimseye “kaldıramayacağı bir yük” yüklenmez. Her zaman güzeli görmeye çalışsak, bu davranış bizi güzel düşünmeye sevk edecek, güzel düşünce de mutlu, huzurlu, rahat, sürûrlu, kedersiz bir hayat biçimi yaşamamıza ve “kalbi sıkıntılardan kurtulmamıza” vesile olacaktır; yani her şeye bir tefekkür nazarıyla bakmaya çalışmak mutluluk kapısının anahtarını elimize almamıza yardımcı olacaktır.

Acaba şuan kaç kişi hayatından memnun değil?
Hayatı hep güzellik ve tebessümle dolu insanlar azınlıkta mı, çoğunlukta mı?
Toplumun yüzde kaçı istemediği tarzda bir hayatı yaşamaktadır?
Dolayısıyla insanların yüzde kaçı tefekkür bakış açısıyla hayatın inceliklerini ve güzelliklerini keşfedebiliyor ve mutlu, huzurlu bir hayata sahip?

Hayata tefekkür ile bakan, tefekkür melekesi gelişmiş insanlar; tefekkürlük sahnelerle dolu sonsuz bir hayatı kazanırlar.

Tefekkürlü bir hayat, insanın fıtratında derc edilmiş  “merak” ve “sevgi” duyguları başta olmak üzere birçok duyguyu tatmin eder; marifetullah ve muhabbetullah kapılarını açar, hem dünya hayatını hem ahiret hayatını efsunlu,  sevimli, neşeli, huzurlu ve mutlu kılar.

Hayata tefekkürle bakan; zerrelerden madenlere, bitkilerden hayvanlara ve yaratılan on sekiz bin âleme kadar bütün mahlûkatın her daim hareket halinde olup Malik-i Ebedi’sini tesbih ve tahmid ettiklerini müşahede etme sırrını ve kulluğun özünü elde eder. Bunun neticesi olarak da hiç boş durmaz; her zaman cevval, gayretli, himmetli, hamiyetli bir yaşam tarzına sahip olur.

Bediüzzaman Hazretlerinin hayat tarzına baktığımızda tefekkür sahneleriyle dolu bir yaşam biçimi ile karşılaşırız.
Hiçbir zaman tefekkür gözlüğünü gözünden düşürmeyen Bediüzzaman, her daim tefekkür boyutuyla hadiselere, mahlûkata bakmıştır.
Söz gelimi, bir bağda iaşesi için çalışan ve namazını terk eden adama, o mevkii (bağı) tefekkür ederek ders vermiş ve bunu 21. Söz’de kaleme almıştır.

Çiçekten-böceğe, hayvandan-insana, ateşten-suya, havadan-toprağa, ölüden-diriye velhasıl bütün mahlûkatta Cenab-ı Hakk’ın sikkesi ve turasını görebilme istidadını, her şeye tefekkür nazarıyla bakabilmesi ile elde etmiştir Hazret-i Bediüzzaman.

En önemlisi, tefekkürlük bir hayatın neticesi olarak da altı bin küsur sayfalık eşsiz, dev bir eser bırakmıştır geride. Bu eserlerde yer alan imanî bahislerin tamamına yakını tefekkürlük bir gözlemlemenin neticesinde yazılmıştır.

Halk dilinde istila edilen, genelde menfi manayı anımsatmak kastıyla kullanılan, daha çok maşukların dilinde dolaşan “Güzele bakmak sevaptır” sözünün esası, nefsi arzuları tatmine çalışmak anlamında ki fani güzelliğe bakmak değildir. Kendisi ve bütün isimleri güzel olan Allah’ın, yarattığı ve yaratacağı her şeyde bir güzellik simgesi var olacaktır; hiçbir şey çirkin yaratılmamıştır.

Bediüzzaman Hazretlerinin tespiti ile, her şeye mana-i harfi ile bakabildiğimiz zaman her şeyin “hüsün-cemal-kemal” mührü ile donatıldığını ve bunun da Cenab-ı Hakk’ın “Hüsün-Cemal-Kemal”inin yansımaları olduğunu, yapılan tefekkür bakışı ile açık bir şekilde görebiliriz.

Bundandır ki “Güzele bakmak sevaptır” sözü, yaratılan her şeye tefekkür nazarıyla bakıldığında güzelliğin Sahibi akla geleceği için ve her şeyin O’nu tesbih ettiğini bir nevi müşahede edeceği için, bakacağı o mahlûkatların yapacağı ibadetlerden hissedar olur; sevap kazanır.

Hayata tefekkür ile bakabilmek, hayatımıza tefekkür ile hayat katmak, mutluluk kapılarını tefekkür ile aralamak ve tefekkürün sırlarına erebilmek Risaleler’e olan yakınlığımız ve ondan istifade ettiğimiz miktara bağlıdır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.