Risale Haber - Haber Merkezi
Şevk konusunun ele alındığı seminerde Risale –i Nur’un çeşitli yerlerinden konu ile ilgili meselelere değinildi.
Şevkin tanımıyla seminerine başlayan Nacir; sözlük anlamının istek, heves, şiddetli arzu, sevinç ve neşe olduğunu ayrıca İştiyak, heyecan, himmet, cehd, sa’y, cesaret, ümit, gayret, faaliyet, hareket, teşebbüs, süreklilik, canlılık gibi bir çok kavram ile doğrudan ilgili olduğunu belirtti.
Nacir, Bediüzzaman Hazretleri “Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise onun matiyyesidir.” (bineğidir) buyurmuştur. Başka bir yerde de “Sa'y-i insânînin buharı hükmünde olan şevk” tabiri geçmektedir. Hayatın canlanması, neşvü nema bulması ve gerçek hayata dönüşebilmesi için şevkin çok yüksek olması gerekir. Onun için şevk, hayatın hayatıdır.” dedi.
Şevki insanlardaki nefsi hevasatın verdiği şevk ile Kur’an-ı Muciz-ul Beyan’ın verdiği şevk olarak ikiye ayırabileceğimizi belirten Nacir, “Birincisinde yabani edebin verdiği şevk ile nefis heyecana düşer, heveslere hitap edilirken, ruha ferahlık ve manevi bir sevinç vermez. İkinci tür şevkte ise nefsi susturup, ruhu, aklı, kalbi, sırrı yüce duygulara asıl vatanlarına, ebedi muhabbetlere yetiştirmek için latif, edepli, masumane bir teşviktir.’’ kaydetti.
Risale-i Nur Hizmetinde Şevkli Olmak
Risale-i Nur hizmetinin esas düsturlarından birinin “Şevk-i Mutlak” olduğuna dikkat çeken Nacir; Şevk-i mutlak her halde ve her mekânda, her zamanda şevkini muhafaza etmek, ye'se düşmemek, bulunduğu durum ve şartlar ne olursa olsun rahmet-i İlâhiye'yi itham etmemek manalarına geldiğini” söyledi.
Risale-i Nur hizmetinde çalışırken şevkimizi ziyadeleştirmeye ve var olan şevkin muhafazasına dair bir takım düsturların olduğunu söyleyen Nacir bu düsturları şöyle izah etti:
Şevk ve gayret de Allah’ın bir inayeti bir ikramıdır. Diğer nimetler gibi Allah’tan istenilmelidir.
Me’hazın kudsiyeti şevk-i itaat verir. İçinde bulunduğumuz hizmetin büyüklüğünü kavradığımız ölçüde şevkimiz artacaktır. Çünkü davamız doğrudan doğruya nübüvvet yolu ve Kur’an davasıdır.
Musibetler şükür ve sabırla karşılanmalıdır.
Hayal kırıklığına ve ümitsizliğe asla yer verilmemelidir.
Şevklerin paylaşılması yani Üstad’ın tabiriyle “şevklerin mübadelesi” sağlanmalıdır.
Risale-i Nur’a cidden ihtiyaç duyarak sarılmalıdır
Hedefimiz belli ise şevkimiz kırılmayacaktır. “karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor, içinde evladım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi?”
Başkalarının şevksizliği ve hizmetten geri çekilmesi daha çok çalışmaya sebep olmalıdır.
Ülfetin hizmetten alınan şevki bozmaması gerekir.
Oturup düşünmek yerine aksiyonla düşünmek benimsenmelidir. Zira bir yerde oturup tembel tembel düşünenler hep karanlık düşünür, karanlık konuşur, fitne ve fesada açık yaşarlar. Aksiyon içinde düşünenler yani bir yandan canla-başla koşarken, öte yandan yeni yeni projeler üretenler, plân ve programlar yapanlar ise aydınlık düşünür, aydınlık konuşurlar.
Sabır kuvveti geçmiş ve geleceğe dağıtılmamalıdır.
Dünyadaki geniş siyaset dairesinden uzak durmak ve öncelikle dar dairedeki hizmetimize odaklanılması hizmetteki şevkin dağılmasını engelleyecektir. Geniş dairelerle meşgul olmak insanın pek kıymetli merakının, zevkinin ve şevkinin lüzumsuz fani şeylerde telef olmasına sebep olacaktır.
Kanaatsizliğin şevki kırdığı bilinmeli ondan kaçınılmalıdır. Risale-i Nur’da “Kanaatsizlik ise sa'ye, çalışmaya şevki kırar. Şükür yerine şekvâ ettirir, tembelliğe atar.” Denmiştir.
İnsafsızca tenkitlerle kardeşlerin şevklerini kırmaktan kaçınılmalıdır. “.
Risale-i Nur ile dikkat ve tefekkürle meşgul olunmalıdır
Teknolojik aletlerin şükrü eda edilebilmeli kişileri gaflete ve tembelliğe atarak hizmetten soğutması engellenmelidir.
Hizmette bir iyilik bir güzellik yapıldığı zaman kardeşlere de şerefin paylaştırılması ve hiizmetin bir parçası olduğunun hissettirilmesi cemaat fertlerinin şevkini artıracaktır.