Umut Yavuz'un haberi:
Bediüzzaman’In vefatının 52. Yıldönümüne denk gelen bu günlerde, düşünce tarihi boyunca çok farklı algılamalara ve tanımlamalara konu olan medeniyet kavramı, Saraybosna’da düzenlenen 7. Risâle-i Nur Kongresi’nde tartışılacak. Risâle-i Nur Enstitüsü ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nin birlikte düzenledikleri kongre başladı. Türkiye’den ve çevre ülkelerden akademisyenlerin iştirak ettiği Kongre’nin konusu olarak belirlenen “Said Nursî’nin Medeniyet Anlayışı” başlığı altında beş oturum düzenleniyor.
Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından belirlenen masalarda, “Hak, Adalet ve Medeniyet“, “Fazilet, Muhabbet ve Medeniyet“, “Sosyal Bağlar, Barış, Kardeşlik ve Medeniyet”, “Yardımlaşma, Dayanışma ve Medeniyet “ ve, “Hüda, İnsaniyet ve Medeniyet” konuları alanında uzman akademisyenler tarafından müzakere ediliyor.
Bu çalışmalar neticesinde açığa çıkacak Kongre’nin sonuçları ve deklarasyonları ise bugün Saraybosna Üniversitesi Konferans salonunda düzenlenecek olan, “İnsanlığın Kurtuluş Reçetesi: Kur’ân Medeniyeti” başlıklı panelle kamuoyuna duyurulacak. Yöneticiliğini hukukçu Kadir Akbaş’ın yapacağı yarınki panelin konuşmacıları Bosna Millî Şairi Prof. Dr. Cemalettin Latiç, Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Recep Şentürk, Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ve Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz olacak. Bosna Hersek Cumhurbaşkanı ile birlikte bazı üst düzey yöneticilerin de katılımının beklendiği panele Türkiye’den de kalabalık bir grubun iştirak etmesi bekleniyor.
BOSNA’DA BEDİÜZZAMAN’I ANMAK ÇOK ANLAMLI
Ekonomist Yazar Cemil Ertem: “Bu faaliyetin Saraybosna’da yapılmasının çok önemi var. Çünkü Said Nursî’nin birleştirici yönü vardı. İslâm ümmeti anlamında da çok önemli. Bu anlamda Saraybosna gibi bölünmenin ve savaşın acılarını çekmiş ve ve hâlâ yaralı olan bir kentte bu buluşmanın gerçekleşmesi çok anlamlı. Biliyorsunuz, Said Nursî’nin en önemli projelerinden birisi de Medresetüzzehra idi. Bu proje medeniyetleri birleştiren bir projedir. Böyle görmek lâzım. Bu üniversite din bilimlerinin yanı sıra fen bilimlerini de bünyesinde barındırarak, din ile bilimin ayrılmayacağını ve dolayısıyla medeniyetlerin de ayrılmayacağını gösteren bir projedir. O yüzden ayrılığın acılarını hâlâ çeken bu topraklarda bütünleştirici bir İslâm âlimini anmak ve düşüncelerini tartışmak gerçekten çok önemlidir.”
“BİZİ YETİM BIRAKMAYIN”
Panelin katılımcılarından Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Sebahattin Yaşar, Kongre’nin ilk günüyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bediüzzaman’ın Balkan gezisinin 100 yılı olması münasebetiyle, Bediüzzaman değil ama belki eserleri ve düşünceleri heyetler halinde Balkanlara gelmiştir. Avrupa’da Kur’ân Medeniyeti’nin çalışılması, Avrupa’nın ışığı olacaktır. Helâket ve felâket asrında Avrupa’nın vahşet manzaralarının yaşandığı süreçte, şefkat medeniyeti olan Kur’ân’ın hakikatlerine olan ihtiyaç daha bir kendini hissettirmektedir. Türkiye birikimi, bu aydınlığın öncüsü olacaktır. Saraybosna’nın sokaklarında gezerken kendimizi Osmanlı hatıraları içinde bulduk. Bosnalı bir vatandaşın, “Atalarınız bir geldi gitti, bizi yetim bıraktı, şimdi siz yine geliyorsunuz, lütfen artık yetim bırakmayın” deyişleri yüreğimizi sızlattı. Durum onu gösteriyor ki; gelişmeler istikbalde en yüksek gür sadanın İslâm'ın sadası olacağını müjdeliyor. Ayrıca karar verdik, nasip olursa bu yaz Saraybosna’da 25 talebeyle okuma programı düzenleyeceğiz.”
KONGRE SARAYBOSNA’NIN GÜNDEMİNDE
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kâzım Yılmaz: “Programın ilk günü itibariyle güzel bir gezi oldu. Bosna Hersek’in savaş zamanlarından kalma çok iç yakıcı ve üzücü manzaralarını gördük. Şehir turunda en çok dikkatimizi çeken Sırplar tarafından bombalanan yerler ve izlerinin hâlâ duruyor olmasıydı. Kongre’nin burada olması çok önemli. Şehirdeki afişlerden ve tepkilerden anlaşılıyor ki, Kongre Saraybosna’nın gündemindedir. Büyük faydaları olacağı inancındayım.”
ECDAD MİSYONUNU DEVAM ETTİRMELİYİZ
Gaziantep Müftüsü Prof. Dr. Ali Bakkal: “Dört ülke geçerek kongreye ulaştık, çok güzel bir geziydi. Bu gezide şunu anladık ki, Anadolu Müslümanları olarak çok sık buralara gelip görmemiz, buradaki insanlarla iç içe olmamız, yoğun diyaloğa girmemiz, dertleri paylaşmamız gerekiyor. Buralar henüz ekonomik olarak gelişmemiş, ama potansiyel olarak her türlü gelişmeye açık, müsait yerlerdir. Özellikle iş adamlarımıza buralara gelip görmeleri, fizibilite yapmaları ve buralara yatırım yaparak, ecdadının misyonunu tamamlamaları gerekir diye düşünüyorum.
RİSÂLE-İ NUR, KUR’ÂN'I GÜNDEME TAŞIDI
UluslararasI Saraybosna Üniversitesi IT Direktörü Enes Pivic: “Öncelikle bu kongre dolayısıyla bütün katılımcılarımıza üniversitemiz adına hoş geldiniz demek istiyorum. Bence bu konuyu burada tartışmamız, gündeme getirmemiz ve müzakere etmemiz herkes açısından faydalı bir faaliyettir. Fikirleri buluşturmak ve bununla insanları ve medeniyetleri bağlamak ve bir araya getirmek çok mühim bir olaydır. Ayrıca bu hepimizin kesinlikle birincil vazifesidir. Bediüzzaman Said Nursî’nin görüşleriyle daha yeni tanıştım diyebilirim. Ancak bence çok dikkate değer fikirlere sahip bir âlim. Çünkü Kur’ân’ı Kerim’i günümüzde bu çapta açıklayan ve gündemimize taşıyan Risâle-i Nurlardan başka ikinci bir eser yok. Ayrıca bu ilmi fen ilimleriyle, bilimsel olarak bir arada götüren ve bağdaştıran bir yaklaşım da oldukça orijinaldir. Bosna dilinde de Risâle-i Nur çevirileri olduğunu öğrendim ve hemen birer nüsha edinmek istedim. O zaman daha derinlemesine bu görüşlere nüfuz edeceğime inanıyorum. “
SIÇRAMA TAŞI OLSUN
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı İdris Şengül: “Merhum Said Nursî’nin Medeniyet anlayışı konulu Risâle-i Nur Kongresinin Bosna Hersek’te yapılması gerçekten anlamlı. Çünkü, Bediüzzaman’ın hakikî insanlık medeniyetinin mukaddimesi olarak gördüğü ve medeniyeti suğra diye ifade ettiği, insanlığa mal olmuş Avrupa medeniyetinin; hakikî İslâmiyet çerçevesinde, istikbalde gerçekleşeceğini hedeflediği insaniyet-i kübranın, büyük insanlığın, gerçek insanlık medeniyetinin tahakkukuna giden yolda bir sıçrama taşı olur inşallah.”
Yeni Asya