Risale Akademi'nin düzenlediği "Şükür Risalesi Çalıştayı" tebliğ sunumu ve müzakerelerle yapıldı.
Zaman zaman katılımcıların da fikir beyan ettiği çalıştay notları şöyle:
Bestami Sait Çiftçi:
-Kur’an “Elhamdü lillahi Rabbi’l-âlemin” diye hamdle başlar.
-Hamd Allah’a mahsustur. Tahsis edilmiş bir kavramdır. Şükür ise daha kapsamlı bir kavramdır.
-Kur’an’ın tevhid kısmını en fazla destekleyen şükür ve hamddir.
-Risale-i Nur mesleğinde şekva değil şükür esastır.
-Şükürle bela arasında bir ilişki var. “Kalu bela” dediğimiz zaman bu belayı üzerimize almış oluyoruz. İnsan bir belaya maruz kaldığında şekva değil şükretmelidir.
-Hamd ve şükrün manası tevhiddir. Şükür hem tevhidi ilan ediyor, Rabbimiz ile olan bağımızı pekiştiriyor.
-Şükür, her şeyin hazinesi elinde olan Rabbimizin hazinelerini ilan etmektir.
-Ramazan orucu hakiki, halis, azametli ve umumi bir şükrün anahtarıdır. Ramazan orucu bir şükr-i maneviyedir.
-Tahmidiye duası Nur mesleğinin dört büyük esasından biri olan şükrün azam mertebede ifadesidir.
-Şükrün kaynağı minnettarlıktır.
-İman ve tevhid, Rahman, Rezzak, iktisat ve kanaat, sabır, rıza, hırs, zillet ve mahrumiyet kavramları, şükürle ilişkili kavramlardır.
-Şükür çeşitlerinin en kapsamlısı namazdır.
-Fıtri, şuurlu ve şuursuz olmak üzere üç çeşit şükür vardır.
-Yediğimiz nimetlere “Bismillah” ile başlayıp “Elhamdülüllah” ile bitirirsek şükür somutlaştırmış oluruz.
-Her mümin aslında şükrün müşahhaslaşmış şeklidir.
-Yapılan araştırmalarda teşekkür eden insanların daha iyimser ve hayata daha iyi tutundukları tesbit edilmiştir.
-Dua teşekkürün anahtarıdır. Günlük hayatta dua ve teşekkürü artırmalıyız.
Cemil Kara:
-Yeryüzü büyük bir sofradır.
-Nimetin nereden geldiğini düşünmek ve şükretmek bir ihtiyaçtır.
-Rızka karşı iştiha duymak bir nevi fıtri şükürdür. Bu nedenle her türlü rızka muhtac olan insan çok şükretmelidir.
-Namaz, çok şükreden bir kul olmak için sık sık başvurmamız gereken bir ibadettir.
-Şükür insanı Allah’a yaklaştırır. Nimete şükür, iman farkındalığı sağlar.
-Şükrün üç önemli özelliği var:
1-Lütfu iyi değerlendirip şükürde Allah’a şirk kabul etmemek.
2-Sevgi besleyip bağlanmak.
3-Nimeti verene teslim olup itaat etmek.
-Şükür nimeti arttırır.
-Bela ve musibetlere karşı da şükretmek lazımdır. Buna menfi ibadet deniyor. Bu sabır ve tahammül olarak kendisini gösterir.
-Sanat, maharetin şükrüdür.
-Sırat-ı müstakim, iradenin şükrüdür.
-Adalet, vicdanın şükrüdür.
-Sadaka, malın-servetin şükrüdür.
-Muhabbet, kalbin şükrüdür.
-Tebliğ, hidayetin şükrüdür.
-Araştırma-tahkik, muhakemenin şükrüdür.
-İnsan olarak bize düşen zeminini bütün takdisat ve tsbihatıyla Allah’ı kusurdan, aczden, şerikten takdis ve tahmid ederek külli bir dua etmektir.
Caner Kutlu:
-Şükür nimetlerin içindeki bir koddur ve bu lezzet denilen bir düzeneği açmakla birlikte iş olarak ortaya çıkar. Şükür, yaratılan lezzetin kabul ve takdiridir, kabul şükürle açık edilir.
-Şükür lezzetin (lezzet ilk sestir) sesidir, dilidir. İnsandaki ruh ile nefes ilişkisi gibidir. -Nefsin şükrü ile nimetin lezzeti nihayetinde birbirini tamamlar.
-Nefsin devamını sağlayan nimetin varlığı, şükür ile lezzetin varlığına bağlanıyor. -Dolayısıyla varlığın lezzeti de kaynağı olan yaratılışın lezzet-i mukaddesesine bir bağ kuruyor.
-Demek ki şükür işi varlığın hem dışı hem içidir, çekirdek ve meyvesidir, evveli ve ahiridir, hafıziyetin anahtarıdır; yaratmaktan gelen lezzet-i mukaddese ile yaratılmakla erişilen lezzetin buluşma noktasıdır.
-Varlığın şükür ile şekil bulacağı gerçeği bu noktada açılıyor: Şükür, insan nefsini (cüzi iradesi vasıtasıyla) bütün bir varlığa bağlıyor; bütün varlığı da insana bağlıyor.
İnsan, şükür anahtarını elinde bulundurmasıyla bu şekilde yaratılmanın merkezinde duruyor.
Foto Galeri için TIKLAYINIZ