Bursa ile Bosna bir bütünün iki ayrılmaz parçası; Anadolu ile Rumeli gibi, kalp ile akıl gibi. Karşı karşıya geldiğini fehmetmek yanlış bir algı, yanlış bir aktarma, yanlış bir zan, yanlış bir vehim. Vehimli üfürmelerle büyüyen zan bulutlar; zulüm hükümler verdirir ki bu Bursa’ya da Bosna’ya yakışmaz, hele ortak payda Barla diyenlere hiç yakışmaz.
Bediüzzaman Barla adımlarla aynı anda Bursa’da ve Bosna’ da yürüyemez mi? Dahası Berlin’de, Bağdat’ta, Boinesaris’te, Bitlis’te Bakü’de aynı anda anılmaya ve anlaşılmaya çalışılsa kime ne engel, kim ne diye engelleyebilir, kim ne diyebilir? Gidiş de oraya doğru değil mi zaten; Risale-i Nur Nurculuğu…
Merkezsiz fakat bütün merkezlerde aynı anda, şahısız fakat Risale-i Nur’u benimseyerek okuyan bütün şahıslarla aynı anda yayılma, yaygınlaşma; yatay ve dikey düzlemlerde bütünleşerek fetih harekâtı… Kalplerde ve kıtalarda kuşatıcı derinleşme ve yüksek ufuklarla genişleme, gelişme, birleşme, bütünleşme…
Risale- i Nur’un girdiği her yer Barla, onu okuyan her bir birey küçük bir Bediüzzaman. Her şehir birbiriyle iletişim halinde, meşveret ve şura hakim; başka hakim yok. Bursa ben diyemiyor, Bosna ben diyemiyor; Barla bile “ben” dese Eskişehir itiraz ediyor, Afyon itiraz ediyor, Denizli itiraz ediyor, hatta Kosturma itiraz ediyor. Hepsi fabrikanın birer çarkları; akıl, kalp, sır, hayal, ruh gibi…
Olsa ola bir Üstadlık makamı var diyenden geriye kalan; Risale-i Nur ve Kur’ani bir yaşayışla geçmiş bir ömür. Nurların tek bir şehirde tek bir yerde değil de geniş bir alanda farklı şehirlerde telif edilmesi istikbale dair bir işaret değil mi?
Risalelerin her birinin ayrı makamı olduğunu ve biri diğerine tercih edilemez olduğunu söyleyen Üstad; şahısları da şehirleri de ayrı ayrı kucaklıyor; birini yüceltirken diğerini küçültmüyor.
Temel hak ve özgürlüklerden sonra Kur’an medeniyeti gelir; topraktaki zararlı otlar temizlendikten sonra tohum ekilir, şer def edildikten sonra hayır celp edilir. Barla’yı Bursa, Bursa’yı Bosna takip eder ve birbirlerini tamamlarlar.
Bir göz diğer gözle, bir kulak diğer kulakla, akıl kalple, beden ruhla çatışmaz ve çarpışmazsa Barla’nın kardeşleri Bursa ve Bosna da birbirleriyle çatışmaz ve çarpışmaz. Gün; Risale-i Nur Nurculuğuna dönüyor, şehirler ve şahıslar arasındaki mesafeler kalkıyor, birbirlerine yakınlaşıyor, birbirleriyle kucaklaşıyorlar.
Cennet asa bir bahar ve yeryüzünü kuşatan Kur’an medeniyeti başka nasıl gelecek?