Risale-i Nur standına geldi dinlere inanmıyorum dedi sonra da

Sert bakışlı bir beyefendi geldi. Bir kitabı eline alıp birkaç sayfasını karıştırdıktan sonra sert bir üslupla "Ben dinlere inanmıyorum, ilgimi de çekmiyor" dedi ve

Risale Haber-Haber Merkezi

Bismillahirrahmanirrahim

Esselamun Aleykum
Macaristan’ın başkenti Budapeşte'den binler selamlar. 

Evvela mübarek üç aylarınızı tebrik eder, hem ülkemiz hem de insanlık adına saadetlerin fethine vesile olmasını Şefkatli Rabbimizden niyaz ederiz...

Nur'un fütühatı her yerde artarak devam ediyor, kalpleri ve ruhları kendine celb ediyor.  Mensubu bulundukları milletlerin ileride medar-ı iftiharı olacak kabiliyetler Nur'a hadim oluyorlar. Risale-i Nur'un cazibesine kapılan her fıtrat, kendini ve sevdiklerini ebediyen memnun edecek olan bu hizmete samimiyetle dahil olup şeref kazanıyorlar.  

Bu girizgahtan sonra geçtiğimiz günlerde katıldığımız Budapeşte Uluslararası Kitap Fuarı ile alakalı birkaç anektodu sizinle paylaşmak istiyoruz:

BEN DİNLERE İNANMIYORUM, İLGİMİ DE ÇEKMİYOR

Bu sene 24.sü düzenlenen Budapeşte Uluslararası Kitap fuarına biz de "Risale-i Nur Külliyatı" adıyla katıldık. Standımızı Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi'nin o enfes, hikmet dolu vecizeleri ile süslemiştik. Fuarın ilk gününün hemen ilk dakikalarında standımızı sert bakışlı bir beyefendi ziyaret etti. Bir kitabı eline alıp birkaç sayfasını karıştırdıktan sonra sert bir üslupla "Ben dinlere inanmıyorum, ilgimi de çekmiyor" dedi ve gitti. 15 dakika sonra tekrar geldi elini masaya vurdu ve tekrar dönüp gitti. Yarım saat sonra tekrar geldi ve "İçimdeki hissiyata engel olamadım, benim bu zatın hayatını muhakkak okumam lazım" dedi ve kitabı satın alıp gitti. Demek ki Risaleler kalpleri ve ruhları kendine celbediyor, muhtaç olanlara kendini okutturuyor.

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI YAZISINI GÖRDÜM VE HEMEN KOŞTUM

O gün standımızı ziyaret eden başka bir Macar genç ise hissiyatını şöyle ifade etti: "Bir kaç sene önce bir sahafçıda gezinirken gözüme Said Nursi'nin Tabiat Risalesi ilişti, ilgimi çekti ve hemen aldım. Bu kitapçığı hemen o akşam bitirdim ve daha sonra defalarca okudum. Her okuyuşumda sanki ruhum başka alemlere doğru bir yolculuk yapıyordu. Her kitabı elime aldığımda bu Zata karşı hayranlığım artıyordu. Bu sabah ise Kitap Fuarına geldiğimde, önce girişteki tabeladan hangi yayınevlerinin olduğuna bakarken kocaman harflerle "Risale-i Nur Külliyatı" yazısını gördüm ve hemen koşarak B-32 numaralı standa geldim. İşte karşınızdayım. Said Nursi'nin ne kadar kitabı varsa almak istiyorum" dedi ve bütün kitaplardan birer tane aldı. Cenab-ı Hak bu kardeşimizin kalbini Kur’an’a ve Nurlara musahhar eylesin.

SAİD NURSİ’NİN ÇAĞDAŞI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM

Standımızı ziyaret eden bir başka Macar ise hemen Arapça eserlere yöneldi ve Mektubat’ı eline aldı. Yaklaşık yarım saat boyunca okudu. Sonra ayağa kalkıp bu kitabı alıyorum dedi. Kendisi ile tanışmak için sordum "Bediüzzaman’ı tanıyor musunuz? Arapçayı nereden öğrendiniz?" Cevaben "Ben Arap Dili ve Edebiyatı Profesörüyüm. Bediüzzaman’ı tanımamak için kör ya da sağır olmak lazım. Said Nursi’nin çağdaşı olmaktan, onunla aynı asırda yaşamaktan gurur duyuyorum. Öyle fikirleri var ki bu fikirler dünyanın anayasası olsa sevgi ve barış dünyaya hakim olur..."

MEĞER KENDİSİ MACARİSTAN’IN EN POPÜLER YAZARLARINDAN BİRİ İMİŞ

Standımızı bir de tekerlekli sandalyede gelen engelsiz bir beyefendi ziyaret etti. "Sloganınız dikkatimi çekti, kitapların hepsini incelemek için yeterli vaktim yok. Sizden ricam bana kitapların muhteviyatını özetler misiniz?" dedi. Biz de kendisine birkaç bahis okuduk. Hoşuna gitmiş olacak ki kitaplarımızdan satın aldı. Selam verip ayrıldı, karşı standa geçti ve kendisi için hazırlanan masanın başına geçip kendisini bekleyen okuyuculara kitaplarını imzalamaya başladı. Meğer kendisi Macaristan’ın en popüler yazarlarından biri imiş. Kur’an’ın bu asra en son ve en mükemmel dersi olan Risalelerin ders halkasında talebeler, profesörlerle, ressamlar, yazarlarla yanyana bulunuyorlar. Nurlar müşterileri aramaz, müşteriler onu arayıp bulmakla mükelleftir. Kuvvetle muhtemeldir ki bu yazarın bundan sonraki eserleri Nurların rengiyle renklenecek. Allah hidayet buyursun.

KUR’AN’I DUYAN ZİYARETÇİLER KOŞUP GELDİ

Standımızı ziyaret eden hemen herkese Kur’an’dan da bir aşr-ı şerif muhakkak okuduk. Her okumaya başladığımızda yakın standlardaki ziyaretçiler de koşup gelip Kur’an’a kulak kesiliyorlardı, büyük bir hayranlıkla dinleyip, hissiyatlarını ya simalarındaki tebessüm ile ya da gözlerinden akan birkaç damla yaş ile izhar ediyorlardı. Evet bu insanların çoğu Kelam-i İlahiye ilk defa muhatap oluyorlardı ve Mütekellim-i Ezelinin Kelamı olan Kur’an-ı Hakim ise ruhlara kut ve gıda idi.

SİZLER FUARIN NUR MERKEZİ OLDUNUZ

Ve daha yüzlerce misal... Son gün akşam Peter isimli bir Macar eşiyle gelip bir kitap daha aldı, kendisi ilk gün de gelmişti. Ve bize şöyle dedi: "İyi ki buradasınız, iyi ki geldiniz. Sizler fuarın Nur merkezi oldunuz. Umarım ışığınız bütün Macaristan'ı aydınlatır..." 

Kitap Fuarının bir başka meyvesi ise, beraber ders yaptığımız Macar kardeşlerimizin büyük bir samimiyetle bizlere yardımcı olması, stantta gönüllü olarak çalışmaları, Üstadımızın davasına omuz vermeleri oldu. Bil kuvve kalmış kabiliyetleri bil fiile çıkmakla hem ruhları teneffüs etti hem de Nurun hizmeti ile Kur’an’a çalışmanın lezzetini aldılar. Cenab-ı Hak bu kardeşlerimizi ilanihaye Nurlara hadim eylesin... 

Bu anâsır, yüzüne her ne kadar çekse hicab,
Yine haksın; buna şâhit yine Kur’ân olacak.
Kab-ı Kavseyn’den alıp dersim bildim ki ayân,
O güzel nûr-u bedî’, mânevî sultan olacak.

Binler selamlar
Macaristan Nur talebeleri namına Tarık, Zoltan, Laszlo, Timea, Nóra, Jozseph...

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri