Risale Haber-Haber Merkezi
Aczimendi Hareketi lideri Müslüm Gündüz, "Aczimendi Hareketi, 1985'te Elazığ'da bir hal geçirmem sonucu bu kıyafete girmemle başladı. Yaşadıklarım şuuri değil bir hal meselesiydi" dedi.
Yeni Akit'te "28 Şubat darbe sürecinin önemli aktörlerinden" biri olarak tanıtılan Gündüz, "Biz Risale-i Nur talebeleriyiz ve hayatımızda hiçbir zaman değişiklik olmaz" şeklinde konuştu.
Said Nursi'nin hiç bir talebesi böyle giyinmedi!
Risale-i Nur okuduklarını belirtmelerine rağmen Aczmendiler, giyim tarzları ve tavırlarıyla Risale-i Nur hareketinden, Nur talebelerinden farklılık arz ediyor. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri en yakınında yıllarca bulunan talebelerine bile bu şekilde giyinmelerini istemedi. Gündüz'ün ise 1985 yılında "bir hal" sonrası bu giysiye büründüğünü ve ardından Aczmendiler hareketinin başladığını söylemesi dikkat çekti.
Türkiye'de darbe yapmak isteyen bazı hakim güçler vardı
28 Şubat 1997 yılında yapılan darbenin değerlendirmesini de yapan Gündüz, "28 Şubat'ta Türkiye'de darbe yapmak isteyen bazı hakim güçler vardı. Onlar da bazı niyetlerle ortalığı karıştırmak istiyorlarmış. Bizim kendi normal rutin faaliyetlerimizi 'İrtica' ve 'Şeriat'ın ayak sesleri gibi flaş cümlelerle topluma takdim ediyorlardı. İnsanları kışkırtmaya çalışıyorlardı. Nasıl bakarlarsa baksınlar, bizde samimiyetten ve vatan sevgisinden başka birşey bulamazlar" dedi.
FETÖ ve Adnan Oktar Risale-i Nur'un gücünden istifade etti!
FETÖ ve Adnan Oktar hakkında da konuşan Gündüz, "FETÖ hiçbir süreçte Risale-i Nur talebeliğini esas almadı. Ben bunu 40 senedir söylüyorum. Maksatları başka olmakla birlikte Risale-i Nur'un gücünden istifade ettiler. Bir insan hainlik ve ajanlık yapamaz. Adnan Oktar'a gelince onun yaptığının dünyada bir benzeri yok. Onun adını İslam'a yakıştırmak dine hakarettir" dedi.
"Yaşadıklarım şuuri değil bir hal meselesiydi"
Müslüm Gündüz Aczimendi hareketinin başlangıcını da şu sözlerle anlattı:
"Aczimendi Hareketi, 1985'te Elazığ'da bir hal geçirmem sonucu bu kıyafete girmemle başladı. Yaşadıklarım şuuri değil bir hal meselesiydi. Ticaretle uğraşırken dükkanımı terk ederek inzivaya girdim. O hali söylemek imkansız ama dışarda bulunabilmem artık mümkün olmamıştı. Biz Peygamber Efendimizin sünneti olduğu için bu kıyafetlerle geziyoruz. Bu gördüğünüz kıyafet 100 sene evvelinde tüm Osmanlı'nın kıyafetiydi. Fatih Sultan Mehmed İstanbul'da yeniden gözünü açsa ülke istilaya uğramış zanneder çünkü onun dönemine ait hiçbir görüntü kalmadı. Biz gerçek Anadolu kültürünü temsil eden insanlarız."