Ömer Çelebi'nin röportajı:
RİSALEHABER-MARDİN
Diyanet İşleri Başkanlığınca Bediüzzaman’ın önemli eserlerinden olan İşaratül İ’caz baskısı yapıldı. Şimdi ise bir devlet Üniversitesi olan Mardin Artuklu Üniversitesi; “Said Nursi Araştırma Enstitüsü” kurarak Bediüzzaman Said Nursi’nin günümüzün önemli sorunları için sunduğu reçeteleri akademik çalışmalarla gün yüzüne çıkaracak.
Haftasonu, Mardin Valiliği, Mardin Artuklu Üniversitesi, Risale Akademi ve AKAV'ın ortaklaşa düzenlediği “Kuran Medeniyeti Sempozyumu’nda” Rektör yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım'la Enstitüyü konuştuk.
Bediüzzaman Hazretleri’nin imani konularda her boşluğu doldurduğunu belirten Yıldırım; “Said Nursi Hazretleri’nin Kürt, Ermeni ve Alevi meselelerine de çok önemli reçeteler sunuyor, bu reçeteleri Artuklu Üniversitesi olarak akademik çalışmalarla gün yüzüne çıkaracağız” dedi.
SAİD NURSİ'NİN SOSYAL MESELELERE DAİR REÇETELELERİNİ ÇALIŞACAĞIZ
Said Nursi Araştırma Enstitüsü kurma fikri nasıl doğdu?
Başvuru nedeninden başlamakta fayda var. Said Nursi Hazretleri 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir şahsiyet olmasına rağmen onun sosyal, toplumsal ve kültürel reçeteleri şimdiye kadar bizim beklediğimiz oranda masaya yatırılıp insanlığın istifadesine sunulmadı diye düşünüyoruz.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri akidevi, haşir meselesi, taklidi ve tahkiki iman gibi konularda en ufak bir boşluk bırakmamıştır ve Kuran hakikatleri üzerine mesaisini harcayarak insanlığı Kuran yoluna davet etmiştir. Ancak bununla birlikte Üstad’ın Ermenilerle ilgili reçeteleri var, Alevilerle ilgili reçeteleri var, Kürtlerle ilgili reçeteleri var, hatta Hristiyanlarla ilgili reçeteleri var. Şimdi bu reçetelerin mutlaka ama mutlaka gün ışığına çıkarılması ve üzerinde çalışılması ve bununla birlikte bilimsel akademik ve araştırma çalışmalarının yapılması önem arz ediyor.
Bu akademik çalışmaların zirvesini de Üniversitelerdeki yüksek lisans ve doktora programları oluşturuyor. Biz de bu reçetelerin akademik camiada araştırılması için Mardin Artuklu Üniversitesi olarak YÖK’e başvuruda bulunduk.
ONAY ALDIĞIMIZDA BÜTÜN KATMANLARI BU İŞİN İÇİNE DÂHİL EDECEĞİZ
Bu çalışmaları sadece Üniversiteniz yapmaya yetecek mi?
Biz eğer bu enstitüyü kurarsak daha doğrusu Yüksek Öğretim Kurumu'ndan onayını alırsak bütün bu reçeteleri tabi tek başımıza değil, bu konuda bize yardımcı olabilecek bütün katmanları işin içine dâhil etmeyi düşünüyoruz. En küçük bir önyargı, ön şart olmaksızın bu işi Artuklu Üniversitesi olarak yapmaya karar verdik.
Bundan sonraki süreç nedir?
Üniversite olarak hem dosyamızı gönderdik, sonucu takip edeceğiz; hem de sonuç üzerinde etki edecek kulis ve mekanizmaları da devreye koyacağız. Yani olumlu bir sonuç almak için elimizden geleni yapacağız.
YÖK ONAYI YETERLİ DEĞİL BAKANLAR KURULU’NUN DA ONAYI GEREKİYOR
YÖK’ten onay aldığınızda Üniversitenizde Bediüzzaman’la ilgili çalışmalara başlayabilecek misiniz?
Bu işin YÖK boyutu var, bir de Bakanlar Kurulu boyutu var. Bir enstitü kurulunca prosedür ilk önce Üniversite’nin senatosu tarafından böyle bir kararın çıkmasını gerektiriyor. Biz bunu çıkardık. İkinci aşama olarak YÖK’ün buna onay vermesi gerekiyor, şimdi ona odaklanıyoruz. Üçüncü aşama olarak da YÖK’ün bu onayından sonra Bakanlar Kurulunca resmileşip, resmi gazetede yayınlanması gerekiyor.
Onayı aldığınız takdirde tarihte bir ilke imza atmış olacaksınız. Devlet Üniversitelerinde Bediüzzamanla ilgili ilk kez böyle bir Enstitü açılacak. Ne düşünüyorsunuz?
Tabiki olursa biz de kendimizi son derece mutlu hissedeceğiz. Bediüzzaman’a layık olmak için bu uğraşıyı veriyoruz. Başka bir niyetimiz yoktur. Bediüzzaman’ın ve eserlerinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaktan dolayı memnunuz. Bu vesile ile külliyatı şu anda bitirmek için de büyük gayret veriyoruz.