Kemal Benek/Cemil Yüzer - RisaleHaber
"Bediüzzaman Said Nursi’nin vefat eden talebesi Ali İhsan Tola’yı yakından tanıyan Muhsin Demirel, Tola’yı Risale Haber'e anlattı:
"Ali İhsan Ağabey’e Allah rahmet eylesin. Üstad’ın tarz-ı hizmetini, tarz-ı tefekkürünü zamanımızda belki de en iyi temsil eden zattı. Şimdi pergelin iki ayağı vardır. Birisi saplanır, diğeri döner. Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin Ağabeyler gibi Üstad’ın bugün hayatta olan talebeleri pergelin dönen ayağı gibiydi. Ali İhsan Ağabey de pergelin sabit ayağı idi. Bulunduğu yerden hadisat-ı âlemi tefekkür eden, takip eden Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine, tarz-ı telakkisine uygun tefsir eden bir ehl-i kalp idi…
"Ali İhsan Ağabey, fevkalade takva içerisinde yaşayan, dünyanın geldisine, gittisine, parlak tecellilerine fazla ehemmiyet vermeyen bir zattır. Kilo meselesi bünyeyle ilgili bir durum… Ali İhsan Abinin yemekle, içmekle ilgisi yoktu, buna ben şahidim. Uzun süreler, haftalarca riyazet yaparak yaşamaya alışkın bir kimseydi. Kalp gözü açık bir insandı. Veliullah’dan olduğu sarihtir. Cenab-ı Hak, bir kısım bitki ve tabiatta mevcut olan bir kısım taş, su gibi cisimlerin esrarını ona açmıştı. Kendisi söylemişti, Sav Köyünde Risale-i Nur’lar teksir edilirken, Sungur Ağabeylere, “bitkilerin esrarı bana açıldı” diyor. Bu nasıl bir tecellidir bilemiyoruz ama hakikaten Ali İhsan Abi öyleydi. Kendisi zaten Orman Yüksek Mühendisiydi. Ömrü tabiatla haşir neşir halinde geçmişti. Zaten bitkilerin fiziki özelliklerini tanıyordu, manevi özellikleri de kendisine açılmıştı.
"Yıllarca Cenab-ı Hakk’ın Şafi ismine mazhar olarak şifa dağıttı. Yeri çok zor doldurulabilecek, hatta doldurulamayacak zatlardan biridir.
"Cenab-ı Hak mekânını cennet etsin. Bizi şefaatine nail etsin. Üstad Hazretleriyle, Ali İhsan Ağabey’le beraber haşrolursak, bununla mutluluk duyarız."