Risale-i Nur’a nasıl perde olunur?

Senai DEMİRCİ

-birinci makale-

Risale-i Nur, yazılı bir metindir. Yazılı her metin ise, okunmak içindir. Okuma eylemi ise, üç bileşenlidir: Görmek/anlamak/yaşamak.

Görmenin nesnesi, lafızdır. Kâğıt üstündeki harfler, bilgisayar ekranındaki işaretler, trafik levhasındaki semboller lafızdır. Okuyucu görene kadar, lafız sessizdir; bir şey söyleyemez, işaretler dilsizdir, semboller anlam ifade edemez. Okuyucunun görmesiyle, harflerin ya da işaretlerin rengi, konumu, sıralanışı, biçimi üzerinden bir ‘anlama’ faaliyeti başlar.

Okuyucu, göstergeler arasında bağ kurar, harfleri birbirine vurur, heceleri buluşturur, kelimeler inşa eder, cümleleri keşfeder. Böylece anlam ortaya çıkar. Zira harfleri, işaretleri ve sembolleri önceden yazan, bir ‘anlam’ saklar, bu anlamı muhatabına aktarmak ister; anlamın açığa çıkması için muhatabını okumasını bekler. Anlamı üreten okuyucu ise, bu anlama göre hareket eder, tavır alır, hisseder, yaşar. Böylece metni yazanın maksadı gerçekleşir.

Bu prensip, basit bir trafik levhası ya da sade bir lokanta menüsü için de geçerlidir. ‘Sola dönülmez’i işaretleyen bir trafik levhası, önce lafzıyla göze çarpar, sonra sürücünün aklına anlam koyar; nihayet, sürücü sola değil de sağa dönmeyi tercih ederek lafzın maksadınca hareket eder, yaşar. Lokanta menüsünde yazılan içecek ve yiyecek isimleri lafızlarını müşteri ciddiye alır; okur, anlar ve garsona sipariş verir. Gördüğü lafızlardan anladığı anlama göre maksadının gerçekleşeceğinden emindir; yemeğini bekler.

Trafik levhasını yüzünden okuyan, anlamıyla ilgilenmeyen; trafik levhasını o noktaya koyanların maksadını ciddiye almıyor demektir. Lokanta menüsünün lafzını tekrarlayıp yemek siparişi vermeyen, lokantada bile hoş karşılanmaz.

Risale-i Nur’un lafzını okumamız, lafızdan anlam üretmemiz, anlamın maksadını ise kavramamız beklenir. Şu halde, Risale-i Nur metninin anlamı ve maksadı, elbette ki yorumlamayı, yeni fikirler üretmeyi, taze düşüncelerle hareket etmeyi gerektirir. Metnin sadece okuyucusu olmak ya da yazanı olmakla yetinmek, lafzın ifade ettiği anlamı yok saymak, anlamın kast ettiği maksada körleşmektir.

Risale-i Nur’u okuyanların, Risale-i Nur’un anlamı üzerine konuşması, makale yazması, maksadını izlemek adına eserler ortaya koyması, kendi aralarında müzakereler yapması, Risale-i Nur metnini ciddiye almaktır, öncelemektir, doğurganlığının icabını yerine getirmektir, tenvir görevini sürdürmektir. Risale-i Nur okurunun yazdıklarını, söylediklerini Risale-i Nur’a perde sanmak, Risale-i Nur metnini yeni düşünceler doğurmayan, yeni fikirler mayalamayan, taze ilhamlar uyandırmayan kısır ve ölü bir metin olarak görmektir.

Bu ise ağır bir perdelemedir.

Vâ esefâ...

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (16)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.