Risale-i Nur’da aslında bakıpta göremediğimiz bir düzen var. Tabi ki bu da belirli kıstaslardan meydana geliyor. Ben burada daha çok Risale-i Nurdaki tefekkür denklemi üzerinde durmak istiyorum. Ve bu tefekkür denkleminin iki önemli bilinmeyenini oluşturan afak ve enfüs (iç ve dış) Risale-i Nurda büyük bir mikyas oluşturmuştur. Enfüs ne kadar afaktan fazla olsa da afaki tefekkür Risalelerin olmazsa olmazıdır. Biz burada afak bilinmeyenini ele alacağız.
Kainatta kurulu bir düzen, mükemmel bir ölçü, müthiş bir sanat vardır. Üstad hazretleri Risale-i Nurlarla, bize tüm algılarımızla hayrette kaldığımız bu kainat şaheserini, Kur’an ışığında tanıttırmak için fiili failiyle beraber anlatarak afaki tefekkür seyahatine çıkmamızı sağlıyor. Kainata olan yabancılığımız samimane bir dostluğa, taklit tahkike inkılap ediyor. Yaratanı yarattıklarıyla tanıdıkça tahkiki iman kuvvet kazanıyor. Asıl hayret bu süreçten sonra başlıyor. Aslında Üstad bununla yaşadığımız hayattaki farkındalık boyutunu kazandırmayı, yani bir nevi ülfeti kırmayı hedefliyor. Bununla beraber kainata manayı harfiyle bakmak afaki tefekkürü oluşturuyor diyebiliriz.
Bilimin gelişmesiyle kainattaki mükemmellik ve düzen büyük oranda ortaya çıkmış ve hala daha çıkmaktadır. Bunların bizi hayrette bırakmasını beklerken biz hala bir şeylere inanmak için hep bir mucize bekleriz. Kendi dünyamızı o kadar olağanlaştırmışız ki, dibimizdeki mucizeleri göremez olmuşuz. Ve bu körlük insanları hep bir boşluğa ve manasızlığa itmiştir. Bu manasızlık içinde boğulan insan kendine farklı yaratıcalar aramaya, hatta bütün bu muhteşemliği rastlantılara vermişlerdir. Böyle olduğunda bütün kainat o insana karanlık ve anlamsız bir boşluktan ibaret olur. İşte Risale-i Nur bu anda devreye girse aklımızdaki eser müessirini bulur. Paslanmış ve görmeyen gözler açılır. Afaki tefekkürün derinliklerine inilir.
Üstad Risalelerde verdiği örneklerle bulanık gördüğümüz kainat denizini, afaki tefekkür ışığıyla berraklaştırarak yaratıcının yarattıklarındaki izlerini, yani esma-ül hüsnayı gösteriyor. O zaman insan kainata daha bir faklı bakıyor. Saniini bulmanın sevincini, yaptığı ibadete aktararak tefekkür denizinden farklı bir haz alıyor.
Sonuç olarak, Risaleler bize afaki tefekkürle, bu dünyada alabileceğimiz en güzel lezzeti tattırıyor. Temaşa âlemimizi zenginleştirip hayatımızı anlamlandırıyor. Üstada, bize bu farkındalığı afaki tefekkürle algılamamızı sağladığı için müteşekkiriz… STarg