Ömer Özcan’ın yazısı:
RİSALEHABER-ÖZEL
Risale-i Nur’da “Hafız Mehmed” ismi çok geçer; ancak “Hafız Mehmed” tek bir şahsiyet değildir. Bediüzzaman Hazretlerinin mektuplarına muhatap olan dört güzide “Hafız Mehmed”i vardır. Bunlardan üçü Savlıdır ve aynı tarihlerde Isparta’nın Sav Köyü’nde yaşamışlardır. Dördüncü Hafız Mehmed ise diğerlerinden farklıdır.
1930’lu yılların sonları ile 1940’lı yıllarda Sav hizmetlerinin coştuğu bir dönemde, bu mübarek Köy’de, aynı anda üç “Hâfız Mehmed” yaşamıştır. Üçünün de adları Risale-i Nur’da çokça geçmektedir.
Bunlardan Risale-i Nur’u Sav Köyü’ne kazandıran, “Hacı Hâfız Mehmed Avşar” ağabeyimiz, bundan tam 68 sene önce bugün, 15 Ocak 1947 tarihinde vefat etmiştir.
Nurların el yazısıyla bin kalemle yazıldığı ve muhtaçlara yetiştirildiği mübarek belde Sav Köyü’nün hizmet mimarı “Hacı Hâfız Mehmed Avşar” ağabeyimizi vefat yıldönümünde rahmet, şükran ve dualarla yâd ediyoruz.
Bu vesile ile Risale-i Nur’da adı geçen dört Hafız Mehmed hakkında önemli bir çalışmamı okuyucularıma arz ediyorum.
***
Lâhika mektuplarında “Hâfız Mehmed” ismi okunduğunda, bazen, sadece Risale-i Nur’u Sav’a kazandıran “Hacı Hâfız Mehmed Avşar” ağabeyimizin kastedildiği zannedilebiliyor. Diğerlerinin varlığı ya hiç bilinmiyor veya birbirinden ayırt edilemiyor.
Uzun araştırmalarım sonunda elde ettiğim fotoğraflar ve yaşadıkları tarihlerle beraber, ortaya çıkan aşağıdaki metin dikkatlice okunursa, üç Hafız Mehmed kesin olarak birbirinden tefrik edilebilecektir, inşallah. Şöyle ki:
Risale-i Nur’da adı geçen, Savlı üç Hafız Mehmed şunlardır:
1-Hacı Hafız Mehmed Avşar; Risaleleri Sav’a ilk defa getiren zattır. Merkez Camii fahri imamıdır. (1877 – 1947)
2-Hafız Mehmed Avşar; Hacı Hafız Mehmed Avşar’ın oğludur. Babasıyla aynı isimdedir. Babası Hacı Hafız’ın vefatından sonra Merkez Camii fahri imamı olur. (1897 – 1970)
3-Hafız Mehmed Gül; Mustafa Gül, Ali Gül, Ahmed Gül olarak dört kardeştirler. Bir de amcaoğulları İbrahim Gül ve İsmail Gül vardır. (1890 – 1944)
Peki, Risale-i Nur okuyucusu Hz. Üstadın lâhika mektuplarını okuduğunda bunları nasıl ayırt edebilecek? Bir kolaylık var mı? Evet var. Kaynak; başta Risale-i Nur’un bizzat kendisidir. Sonra, o günleri yaşayan ve üç Hafız Mehmet’i de yakından tanıyan; Hafız Mehmed Gül’ün oğlu 1913 Sav doğumlu merhum Tevfik Gül, 1920 doğumlu merhum Savlı Hasan Kurt ve Hafız Mehmed Gül’ün kızı tarafından torunu olan 1938 Sav doğumlu Abdulkadir Zeybek’tir. Bu üç şahide sorular yönelttim ve Risale-i Nur’da Hafız Mehmed ile alakalı kısımları baştan sona tarayarak mütalaa ettik; parçalar birleşti ve tablonun bütünü ortaya çıkmış oldu.
Herkesin malumudur ki, Bediüzzaman Hazretleri mektuplarında bu talebelerini zikrederken soyadları ile değil, bazı sıfatları ile anmaktadır. Üç Hafız Mehmed’in adlarının geçtiği mektupların yazıldığı tarih, yer, sıfat ve vefat tarihleri ile onları yakından tanıyan şahitlerin ifadeleri dikkate alındığında, Üstadımızın hangi “Hafız Mehmed” den bahsettiği kolayca ve kesin olarak anlaşılabilmektedir.
***
Üç Hafız Mehmed’i birbirinden tefrik edecek ayrıntılar:
Birinci Hafız Mehmed:
Risale-i Nur’un Sav Köyü’ne girmesine vesile olan “Hacı Hâfız Mehmed Avşar”dır. Bu sebeple birçok mektupta Sav için, “Hacı Hafız’ın Köyü” denilmektedir. Merkez Caminin imamıdır. Bu caminin diğer adı Dalboyunoğlu Camiidir. Hacı Hafız 1947 tarihinde vefat etmiştir. Risalelerde adı ile beraber daima ve her zaman “Hacı” sıfatıyla “Hacı Hafız” veya “Hacı Hafız Mehmed” olarak anılmaktadır. Hizmetinin büyüklüğü nispetinde Risalelerde adı çok fazla geçmektedir.
Bir örnek:
“Mâşâallah, Bârekâllah, kalemlerinizin mükemmel çalışmaları devam etmekle beraber tezâyüd etmeleri ve hususan Sav’da birden çoğalması... Hacı Hâfız’a ve köyüne bin bârekâllah, bizi fevkalâde mesrur etti.” (Kastamonu Lâhikası)
Burada kastedilen “Hafız Mehmed Avşar’dır.” Zira adının önüne hem “Hacı” sıfatı eklenmiş, hem de risaleleri köye ilk getiren olduğu için, “Köy’ün sahibi” olarak vasıflandırılmıştır. Risale-i Nur’da adı, hep bu sıfatlarla geçmektedir; istisnası yok. Bu sebeple diğer Hafız Mehmed’lerden kolayca ayırt edilebilir.
***
İkinci Hafız Mehmed:
Savlı Hafız Mehmed Avşar (1897 – 1970)
İsminin geçtiği iki mektup:
“…Ve aynı sistemde tam hayrülhalef mahdumu Hafız Mehmed ve hafîdi Ahmed Zeki'yi onun vazifesinin idamesine muvaffak eylesin. Âmin.” (Emirdağ Lâhikası)
Bu mektup, anlaşılacağı gibi Hacı Hâfız Mehmed Avşar Ağabeyin vefatı dolayısıyla yazılmıştır. “Mahdumu Hâfız Mehmed” diye oğlundan, yani “Hafız Mehmed Avşar”dan bahsedilmektedir. Hafidi yani torunu ise Ahmed Zeki Avşar’dır. Üçünün de kabirleri Sav Merkez Camisinin arka bahçesinde pencerenin hemen altında yan yanadır. Hafız Mehmed’in Hafız Bekir Avşar diye hafız olan bir oğlu daha vardır. Onun mezarı da aynı kabristandadır.
“Medrese-i Nuriye kahramanlarından ve o medresenin üstad-ı mübareki, merhum Hacı Hafız'ın mahdumu ve varisi Hafız Mehmed'in, …” (Emirdağ Lâhikası)
Burada da açıkça görüldüğü gibi “Hacı Hâfız” kelimesi “Hacı Hâfız Mehmed Avşar”ı ve “Hâfız Mehmed” ifadesiyle de oğlu “Hafız Mehmed Avşar” kastedilmektedir. Torununun Ahmed Zeki olduğu da te’yid edilmektedir.
***
Üçüncü Hafız Mehmed:
Savlı Hafız Mehmed Gül (1890 – 1944)
Örnekler:
“Hafız Ali, Hafız Mehmed, Mehmed Zühtü ve Savlı Ahmed ve Hasan Feyzi içinde ihtiyarım olmadan Hacı Hafız Mehmed daha hayatta iken on günden beri onların içinde görüyorum.” (Emirdağ Lâhikası)
Bu mektubun 1947’de vefat eden Hacı Hafız Mehmed Avşar’ın vefatı dolayısıyla -o sırada- yazıldığı çok net olarak belli. Mektup dikkatle okunduğunda görülecek ki, “Hafız Mehmed/1944” “Hacı Hafızdan/1947” önce vefat edenlerin içinde gösterilmiştir. Çünkü üç sene önce 1944’de Hafız Ali ile aynı tarihte vefat etmiştir. Böylece adı geçen Hafız Mehmed’in “Hafız Mehmed Gül” olduğu kesin olarak anlaşılmış oluyor. “Hacı Hafız Mehmed” diye zikredilenin ise “Avşar” olduğu zaten apaçık belli. Hem de isminin önünde “Hacı” var.
“Risale-i Nur'un kıymettar muallimi Hafız Mehmed'in kardeşi Ali Gül'ün selâmını aldım…” (Şuâlar)
Kastedilenin “Hafız Mehmed Gül” olduğu kardeşiyle anılmasıyla çok açık belli oluyor. Zira Hafız Mehmed Gül’ün “Mustafa Gül” ve “Ali Gül” isimli kardeşleri vardır.
***
Dördüncü Hafız Mehmed:
Gönenli Mehmed (Öğütçü) Efendi (1905 – 1992)
Bediüzzaman’a aid bu ifadeler, On Üçüncü Şua’da geçmektedir; Denizli Hapishanesi mektubudur. Savlı her üç “Hâfız Mehmed” de Denizli hapsinde bulunmamıştır. Dolayısıyla burada adı geçen Hafız Mehmed, “Gönenli Mehmed Efendi”dir. Zira kendisi Hafızdır ve Denizli hapsinde yatmıştır. Risalelerde başka yerlerde de “Seyyid Şefik” ve “Yeşil Şemsi” ile beraber isimleri geçer. Zaten üçü de hem hocadır, hem de Denizli hapishanesinde yatmışlardır. Bu şekilde, 1991 yılında vefat eden Gönenli Mehmed Efendi, diğer Hafız Mehmed’lerden kolayca ayırt edilebilir.
Ayrıca bu hususu İstanbul’da Abdülvahid Mutkan Ağabeye de sordum. Şu şekilde teyit etmiştir: “Bir tarihte, Zeki Demir Bey’in iş yerinde, Ramazan Demir ile beraber bu mektubu, Gönenli Mehmed Hocamıza okuduk. Çok memnun oldu ve bunu bir iltifat kabul ederek, mektubun fotokopisini bizden iştiyakla istedi. Biz de vermiştik.” Abdülvahid Mutkan Ağabey, “Burada bahsedilen şahıs, hiç şüphesiz Gönenli Mehmed Efendi’dir” diye cevap verdi.
NOT: Hafız Mehmed’ler hakkında daha geniş bilgi için, Ağabeyler Anlatıyor-2 kitabına bakılabilir.
(Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-2)