Kıymetli dostumuz araştırmacı yazar Abdülkadir Aytar bey, Risale Haberdeki son makalesinde, Risale-i Nur araştırmaları sadedinde izah kavramı üzerinde durmuş.
ilerde yapılacak Risale-i Nuru izah çalışmalarında bir nebze katkı yapmak duasıyla, Risale-i Nura göre izah metotları üzerinde duracağım.
İzah kriterleri, yine Risale-i Nur kaynaklı olursa, izah kalitesi ve doğru izah mümkün olur.
Bilinen ancak üzerinde yeterince durulmayan, daha çok tatbiki bazı örneklere ve ders okuyanların kendi üslup ve tarzlarına göre izah şekilleri göz önündedir.
İzah çalışmalarında daha sistemli ve metodolojiye dayalı bir çerçevenin çıkarılması elzemdir. Bu çerçeve, içinde bir çok çerçeveyi barındıran zenginlikte olabileceğini, risalelerde izahı izah eden ölçülerden anlamaktayız.
Çok genel bir kanaat beyan etmek gerekirse, bu çalışmamızda gördük ki, muhataba, şartlara ve konuya göre değişen ve farklılaşan izah metotlarını Üstad kullanmıştır.
Buradan hareketle, Risale-i Nur değişen şartlara hakim bir noktada dinamik bir izah zekası vermektedir. Değişmezlerin değişen şartlara hükmeden icazı ve icazı Kuran merkezli olduğu için zamanın fetretinden azade zamanın zekasına ve idrakine hitap etmektedir.
İzah eden, meselelere müdrik ise, ihtisasına göre konusunu araştırıp risalelerle telif ederse, hazmedilmiş bir ilim elde eder.
Böylesi bir ilim ve irfan izanı, muhatapla eşleştirecek bir düzeyde izah etmek, bir tarafta kolaylaşırken, diyalog kalitesi ve hassasiyeti önem arz etmektedir.
Sözü fazla uzatmadan, Risale-i Nurda geçen izah kavramı/kelimesi üzerine, her konunun kendi içindeki makamı göz önüne alınarak getirilen metotlar üzerinde duracağız.
İzah zekası, zamanın ve ilgilinin kabiliyetini doğru okuyarak, bilgimizin takdim dozajını yerinde vermeyi gerektirir.
İzah zekası, Risale-i Nurdaki izah prensiplerine göre çalışmalıdır. Bunu metotlaştıracak kanaat ve önerilerimizi paylaşmaya çalışacağız.
Bismillah diyerek izah kriterlerini tetkik etmeye çalışalım:
1.Birkaç işaretle başka yerlerde yani Yirmiikinci, Ondokuzuncu, Yirmialtıncı Sözlerde izah edilen birkaç meseleye işaret ederiz." (S: 59)
a)Burada, izahla ilgili bir uygulama görmekteyiz. Birkaç işaretle
ihtiyaca göre, birden fazla noktaya değinilmesi ve açıklanması vurgulanmaktadır.
b)Başka yerlerde
dediği, yine Risale-i Nurdan atıf yapacağı konulardır. Oralar da ise Birkaç meseleye işaret
edilmektedir.
İzah edilen konunun; muhatap, çevre, ihtiyaç ve muhtevası göz önüne alınarak birden Birkaç işaret ve mesele zikredilmektedir. Birkaç
ifadesinden üst sınırın açık bırakıldığını anlamaktayız.
c)İzah ederken, üç noktaya dikkat etmemiz gerektiğini anlıyoruz; Biri işaret etmek, ikincisi ilgili diğer kısımlarda risaleden kaynak vermek ve üçüncüsü ise ilgili kısımdan yine meseleler üzerinden işaretler çıkarmaktır.
2."Bu hakikatı Ondokuzuncu Sözde izah ettiğim vechile, şurada dahi mükerreren şöyle beyan edelim:" (S: 70)
Yukarıdaki beyandan anlıyoruz ki;
a)Bir sonraki izah, daha önce izah edilen kısımla ilişkili ve uyumlu olmalı. Mesela, Ondokuzuncu sözde izah ettiğim veçhile
denilerek, referans verilmektedir.
b)İzah, aynı zamanda konunun devamı ve tekrarı olarak anlaşılmaktadır. Pekişme yoluna gidilmektedir. Mükerreren
ifadesi, tekrar ve tekidin önemine vurgu yapmaktadır.
c)Bir konunun, yeniden izahında hem bir devamlılık silsilesine, hem de hatırlatıcı bilgilenme ile birlikte
şöyle beyan
denilerek, yeni bir beyana girilmektedir.
d)
Beyan edelim
ile yaptığı yeni izah girişinde, izahı okuyanı da işin içine katmaktadır. Kendini izah edici, diğerini izahın muhatabı yerine
edelim
diyerek, ortak bir izah hanesi oluşturmaktadır. Katılımı temin etmektedir. İfade ve istifade zemininde bir eşitlik sağlanmaktadır.
Konumuza sonraki yazımızda devam edelim.