Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Hizmet Rehberi'nde buyurmuş ki: "Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz, dünya işlerinde siper edilmez... Dünyevî maksatlar onunla istenilmez, istenilse ihlas kırılır."Bu ne demektir?
Risale-i Nur'lar tahkiki imanı temin eder. Mademki tahkiki imanı temin eder, öyleyse Allah rızası için okunmalıdır.
Kastamonu Lahikası'nda deniyor ki, "Biz Nur'un hizmetinde çalıştıkça hem maişetçe (geçim), hem istirahat-i kalpçe bir genişlik, bir ferah, zahir bir surette hissediyoruz."
Amma bir insan "gönlüm rahat olsun, okuyayım dertlerim gitsin" diye Risale-i Nur okuyabilir mi? Okursa rahat eder mi?
Bu şuna benzer: Yiyeceklerimizi yeriz; bu gıdalar hangi hücrelere faydalıysa oralara gider. Nasıl ki hastalanınca ilaç almak doğru bir harekettir fakat şifayı veren Allah'tır. Aynı şekilde Risaleleri okumak dermandır fakat maddi manevi dertlerimize şifa veren Allah'tır.
İslam kahramanlarından Celaleddin Harzemşah harbe giderken veziri ona demiş ki: "Sen muzaffer olacaksın, Allah seni galip edecek." O da demiş ki: "Ben Allah'ın emriyle cihat yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakk'ın vazifesine karışmam, muzaffer etmek veya mağlup etmek O'nun vazifesidir."
Allah rızası için yapılan işler devam eder. Başka gayeler için olan ameller devam etmez. Mesela ''ben şifa bulayım" diye oruç tutan bir şahıs, eğer şifa bulmazsa orucu yer. Amma Allah rızası için oruç tutan hasta da olsa orucu tutar. İbadetlerimizin bütünü Allah rızası için olacak; Allah bize ne verecek kendisi bilir. Mesela Allah her namaz kılana iyi bir hayat verse, o iyi şeylere kavuşmak için ibadet edilirse bu da putçuluk olur.
"Namazımı kıldım, işlerim yolunda gidecek mi?"
"İbadetlerime dikkat ediyorum, bakalım Allah bana ne verecek?"
"Cevşen okuyayım da Allah bana şu kadar para göndersin!"
Ne oldu? İhlas gitti...
Hizmet Rehberi'nde buyuruluyor ki: "Evrad-ı Kutsiye-i Şah-ı Nakşibendi'yi veya bin hâsiyeti (hususiyeti) bulunan Cevşen-ül Kebir'i, o faydaların bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydaları göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de hakları yoktur. Çünkü o faydalar, o evradların illeti olamaz ve ondan onlar kasden ve bizzat istenilmeyecek."
Birisi diyor ki: "Borcumu ödemek için Sekine okuyayım." Okudu, borcunu ödeyemedi, diyor ki: "Okudum. Hiçbir şey olduğu yok! Bunlar boş işler." Ağzından çıkan kelimeler nerelere gidiyor...
Bir hanım diyor ki: "Kocamla aram bozuk!" Öbürü de diyor ki: "Tahmidiyye oku, aran düzelir." Kadın okuyor, bir tesir olmayınca Tahmidiyye okumuyor artık.
Bediüzzaman Hazretleri buyuruyor ki: "Böyle hâsiyetli evradı okumak için zaif insanlar bir müşevvik (gayrete getiren) ve müreccihe (tercih ettiren sebep) muhtaçtırlar. Allah'ın izni olmadan sinek kanadını kımıldatamaz.
Zaman