1925 yılının 13 Şubat gününde patlak veren Şeyh Said hadisesini bahane eden hükümet, 31 Mayıs 1926 tarihinde Mübadele, İmar ve İskân Kanunu kabul etmiştir. Çıkan iskân yetkisi ile Doğuda mukim, tanınan aileleri ve bölgenin ileri gelen din adamlarını Batıya mecburi iskâna tabi tutmuştur.
Bedîüzzamân Said Nursi bu kanun daha yürürlüğe girmeden ve hadiselerle hiçbir ilgisi olmadığı halde, birkaç ay öncesinden Van’dan alınıp, Trabzon yolu ile İstanbul’da bir süre tutulduktan sonra Burdur’a sürgün edilir. Yaklaşık burada sekiz ay kalan Bedîüzzamân, Risale-i Nur’un ilk telifi olan “Nur’un İlk Kapısı ”adlı eserini yazar. Burdur’un ardından Isparta’ya getirildikten kısa bir süre sonra 1 Mart 1927’de bu defa da Isparta’nın Eğirdir ilçesine bağlı Barla kasabasına sürgün edilir. Bediüzzaman’ın burada ilk yazdığı eser, Onuncu Söz olarak telif edilen “Haşir Risalesi" olur.
Haşir Risalesi’nin yazıldığı aynı zamanda İstanbul’da Abdullah Cevdet, Zekeriya Sertel ve arkadaşlarının çıkarmış oldukları “Resimli Ay” mecmuasının 1927 Nisan ayı sayısında ahiretin varlığına dair şüphe uyandıracak anketler düzenlenmiş ve daha sonra anketler kitap haline getirilerek “ahiret var mıdır?” başlığı ile yayınlanmıştır. Aynı zamanda Ankara’da hükümetin eğitim komisyonunda haşrin inkârı fikrinin telkini için çalışmalar yapılıyordu. Bedîüzzamân kaderin sevki ile bu planları boşa çıkarıp İstanbul’da Adilcevazlı Kürt Bekir vasıtası ile Haşir risalesinden sekiz yüz adet bastırıp başta mecliste bulunan milletvekili dostlarına ve yeğeni Abdurrahman Nursi’ye ulaştırır. (1)
“Sözler”, “Mektubat”ın tümü ve “Lem'alar” kitaplarının da Yirmi Altıncı Lem'a'ya kadarki bölümleri Barla’da yazılmıştır. Hükümet, Said Nursi’nin Isparta valisine gönderdiği şikâyet mektubunu bahane ederek 25 Temmuz 1934 tarihinde onu Isparta merkezine getirtir. Böylece Barla-Isparta hattı ile sürgün hayatının ikinci kısmı başlar. Isparta'da kaldığı dokuz aylık zaman diliminde “İhtiyarlar Risalesi, İktisat Risalesi ve Hastalar Risalesi” adı ile bilinen üç tane uzun risale yazılır ve etrafa dağıtılır. (2)
1935 yılı Mayıs ayının başlarında, ilk olarak basında Risale-i Nurlar ve Bedîüzzamân gündeme gelmeye başladı. Sol görüşlü Tan gazetesi ile Cumhuriyet gazetesi birinci sayfalarından aleyhte yayınlar yaparak hükümetin adliyeyi şaşırtıp Nur talebelerine kurulmak istenen komplo tertiplerine çanak tutarlar. Milâs’ta bazı risalelerle yakalanan Nur talebeleri bahane edilerek, hadise basında abartılarak verilmiş ve Nur talebelerini imha için hükümet tarafından harekete geçilmiştir. Gariptir sekiz sene önce ahiret inancını reddetmek için anketler düzenleyen komünist Zekeriya Sertel, bu defa da Bedîüzzamân hakkında saçma sapan görüşler ileri sürerek Risale-Nurlar aleyhinde olan, basındaki ilk makaleyi Cumhuriyet gazetesinde yayınlar.
05.06.1935 Cumhuriyet-Zekeriya Sertel’in yazısı / 10.05.1935 Cumhuriyet Gazetesi
Bedîüzzamân Said Nursi ve 120 talebesi 1935 Mayısında tevkif edilerek Eskişehir hapishanesine gönderilmesinden sonra, sol basınında artık haber olarak görülmemeye başlandılar. Çünkü artık Bedîüzzamân için hapis ve sürgün yılları başlamıştır. Bu arada dindar ve muhafazakâr basın, zaman zaman hak ve hukuk namına Bediüzzaman’ın haklı davasını yeterince olmasa da savunmaya başlamıştır. Bu hizmetin öncüsü olarak Ehli Sünnet Mecmuası öne çıkar. 1 Ekim 1948 tarihli 45.sayısında 12.sayfada Bediüzzaman’ın bir müdafaanamesini yayınlar. Şair ve yazar Abdürrahim Zapsu’nun imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu Ehli Sünnet, 1947-1953 yılları arasında haftalık olarak yayımlanmış dinî, ahlakî ve ilmî gazetedir. Ayrıca Ehl-i Sünnet mecmuasının 1948 tarihli 2. cilt 46. sayısında Abdürrahim Zapsu’nun kaleme aldığı, ”Bediüzzaman’ın akıllara hayret veren bir seciyesi” başlığı altında, kampta esir olan bir yüzbaşının hatırası olarak yayınlanmıştır. Bazı kısımları düzeltilerek Tarihçe-i Hayat’ta iktibas edilmiştir.
1 Ekim 1948 Ehli Sünnet Mecmuası Sayı.45
Bediüzzaman ve Risale-i Nur’a sahip çıkan ilk mecmualardan birisi de Necip Fazıl Kısakürek’in başyazarlığını yaptığı Büyük Doğu mecmuasıdır. 1949 yılından itibaren muhtelif sayılarında Risale-i Nurlardan bazı risaleleri yayınlamış ve Bediüzzaman’ın müdafaalarına yer verilmiştir. Emirdağ Lahikasında, Büyük Doğu mecmuasından “Lozan’ın iç yüzü” adlı makalenin yer aldığı 5. Cilt 39. Sayı 15 Aralık 1950 sayısından iktibas yapılmıştır. Salih Özcan’ın anlattığı hatıralarında; “Necip Fazıl’ın çıkardığı “Büyük Doğu” mecmuası parasızlıktan bir ara kapanma durumuna geldi. Üstad bana, “Benim yorganımı satın, buna yardım edin, kapanmasın” ifadelerini kulllanır.
1950 yılına gelindiğinde Risale-i Nurlara sahiplenme ve savunma açısından Sebilürreşad dergisi büyük hizmetlerde bulunur. Özel sayı ve makalelerle dikkatleri Nur hareketine çeker. Bu yazıların mühim bir kısmı Nur talebeleri tarafından Tarihçe-i Hayatın sonuna eklenmiştir. Eşref Edip’in Başyazarlığını yaptığı dergide yayınlanan yazılar ayrıca kitap haline getirilmiştir. Bedîüzzamân Eşref Edip için bir mektubunda şöyle diyor:
"Eşref Edib kırk seneden beri iman hizmetinde benim arkadaşım ve Sebilürreşad'da makale yazan ve şimdi vefat eden çok kıymetli kardeşlerimin mümessili ve hakikî İslâmiyet mücahidlerinden bir kardeşimdir ve Nur'un bir hâmisidir. Ben vefat etsem de Eşref Edib, Nurcular içinde bulunmasıyla büyük bir teselli buluyorum.” (3)
Mukaddesatçı cephenin ateşli kalemlerinden ve imanlı mücadelecilerinden Osman Zeki Yüksel (Serdengeçti) 1952 yılının Mart ayında, Serdengeçti mecmuasının 16. cilt 14. sayısında “Said Nur ve Talebeleri” başlıklı bir yazı neşretmişti.
Bu yazı Bediüzzaman’ın Büyük Tarihçe-i Hayat’ında, Bekir Berk’in Mülâkat isimli eserinde, Nurculuk isimli kitapta, ayrıca çeşitli mecmua ve gazetelerde iktibas edilmişti. Nesir ve şiir karışımı bu yazı, coşkun bir iman ve sevgisinin neticesi olarak Bediüzzaman, Nur Talebeleri ve Nurculuk hakkında yazılmış en güzel yazılardan birisiydi.
Bu şahane makaleden sonra Osman Yüksel Serdengeçti, 1952’de İstanbul’da Fatih semtinde bulunan Reşadiye Otelinde Bediüzzaman Said Nursî’yi ziyaret edip, görmüştü. Bu ziyaretin neticesi olarak Serdengeçti, o çoşkun ruhuyla, o berrak üslûbuyla mecmuasını Mayıs-Haziran (15-16) 1952 tarihinde, 7. sayfada “Said Nursî’nin Huzurunda” başlıklı bir muhteşem makale daha neşretti. (3)
1958 yılında yayına başlayan Salih Özcan’ın sahibi olduğu Hilal dergisi de Risale-i Nurdan iktibaslar yapmış olup Bediüzzaman’ın vefatı nedeni ile özel bir sayı yayınlamıştır. İslam dünyasına Risale-i Nurları tanıtmada öncü şahsiyetlerden olan Salih Özcan aynı zamanda, İslam dünyası ve Risale-i Nur arasında köprü vazifesi görmüştür. Hilal mecmuasında İslam dünyasında olan İslami cemaatlerle ilgili haberlerde en çok Risale-i Nur’a yer vermiştir.
İmtiyaz sahibi M. Nuri Akyar, başyazarı ise Abdullah Kucur olan Eskişehir merkezli Yeşil Nur mecmuası da oldukça kısa süren yayın hayatında Said Nursi’ye ve Bekir Berk ağabeyin müdafaalarına yer vermiş olup, Bediüzzaman’ın vefatı nedeni ile özel sayı çıkarmıştır.
1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ile muktedir olamamasından dolayı, mahkemeler ve kolluk birlikleri Nur talebelerini daha çok takibat altına almaya ve izlemeye başlamışlardır. Muhafazakâr basının da çok zayıf olması nedeni ile sol basın hemen hemen her gün yakalanan Nurcu haberleri ile gözdağı vermeye çalışmıştır. Yakalanma haberlerini birinci sayfadan veren sol basın, beraat haberlerini görmezden gelir veya iç sayfalarda dikkat çekmeyecek şekilde tek sütundan duyurur.
1952 yılında Bedîüzzamân Gençlik Rehberi mahkemesi için İstanbul’a geldiğinde yine basınının ilgi odağı olmuş, birçok yayın kuruluşu gelişini ve mahkeme safahatını haberleştirmişlerdir. Aynı senede Malatya’da gazeteci Ahmet Emin Yalman’ın vurulması olayına mahkemece Nur talebelerinin karıştırılmak istenmesi yüzünden basın günlerce bu konuda haberler yapmış ve Bedîüzzamân bu işe bulaştırılmak istenmiştir.
Bedîüzzamân Said Nursi’nin vefatına yakın yapmış olduğu seyahatler basında günü gününe takip edilmiş olup çok yoğun bir şekilde haberleştirilmiştir.
KAYNAKLAR
1-Akrebin Kıskacında. Ahmet Özkılıç. Nesil Yay.
2- https://www.risalehaber.com/bediuzzaman-hangi-eserini-nerede-ne-zaman-yazdi-169253h.htm
3-Emirdağ Lahikası.35
4-https://www.risalehaber.com/said-nursinin-oglum-dedigi-osman-yuksel-serdengectiyi-rahmetle-aniyoruz-288699h.htm