İlkokul mezunu olan Mavigözlü, çalışmaya babasının yanında bakırcılıkla başlar. Bakkaliye, dini kitaplar dükkanı ve yedek oto parça dükkanı işletir.
Risale-i Nurları 1962 yılında Gaziantepli Abdullah Özsimitçi isimli bir arkadaşının vesilesiyle tanır. Sözler'de yer alan Konferans'tan oldukça etkilenir.
O yıllarda yayınlanan ilim teknik serilerilerinin de etkisiyle filme merak duymaya başlar.
1968 yıllarında Risale-i Nur üzerine film çalışmalarının ihtiyacını hisseder ve Bediüzzaman Said Nursi'nin avukatı Bekir Berk'e fikrini anlatır. Bekir Berk de bu fikri destekler.
Amatör bir ruhla kendi imkanlarıyla 1971'de film çalışmalarına başlar.
Gençlere verilmeye çalışılan tabiatperestlik düşüncesini çürütmek için Risale-i Nur'un orjinal üslubuyla görüntüleri birleştirerek onlara değişik bir yöntemle hakikatleri anlatmak ister.
Türkiye'de o tarihlerde sadece siyah beyaz film mevcut olduğu için çektiği renkli filmleri kullanılabilir hale gelmesi için İtalya'ya gönderir.
Film için herhangi bir senaryo çalışması yapmadığına dikkat çeken Süleyman Mavigözlü, Risale Haber'den Abdülkadir Özsoy'a yapığı açıklamada "Kamerayı elimize alsak, kaianattan neyi çeksek onun senaryosu Risale-i Nur'da var. Çünkü Üstad hazretleri kainat kitabını okumuş. Risale-i Nur kainatın yaşanmış bir muhassalası gibi" ifadelerini kullanıyor.