İnsanın kalp ve aklında ne hükmedip yerleşmiş ise, o hükme göre hadiseleri yorumlayıp algılaması, insan fıtratının değişmez bir prensibidir. Mesela, pesimist (karamsar) bir filozof her şeyi karamsar olarak okur ve anlar, hayatı da ona göre şekillenir. Optimist (iyimser) bir filozof ise her şeyi iyimserlik penceresinden izler, hayatı da ona göre algılar. Kırmızı gözlük nasıl eşyayı kırmızı gösteriyor ise, siyah gözlük de eşyayı simsiyah gösterir.
Münkir, kainatı anlamsız, işe yaramaz ve tesadüfün oyuncağı olarak gördüğü için, her şey ona azaplı ve sıkıntılı olarak yansır. Mümin ise her şeyin anlamlı, faydalı ve Allah’ın tedbir ve dizgini elinde olduğunu bildiği için, her şey ona sevimli ve huzurlu olarak yansır.
Yine ibadet bir gözlüktür. Onu takmayan, mevcudatın yapmış oldukları fıtri ibadetleri göremezler ve okuyamazlar. Sağlam bir iman nasıl her şeyin ardında Allah’ın kudret elini ve tasarrufunu zahir bir şekilde gösteriyor ise, sağlam bir ibadet de mevcudatın hal ve kal dili ile yapmış oldukları ibadetleri zahir bir şekilde gösterip ilan eder. Bu, Allah’ın insanın alemine koyduğu önemli bir kanun, mühim bir prensiptir. Bu kanun ve prensibin konulmasının sebebi de, her şeyde Allah’a giden yolu görebilmek içindir.
“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.”
Bu ibareler, uğursuz ve çirkin bakmanın muhalif manalarını ifade eder ki, bu ibarelerin manayı muhalifinden uğursuz bakmanın ne denli çirkin olduğu çıkar. Yani "Çirkin gören çirkin düşünür, çirkin düşünen de hayattan elem ve azap duyar." demektir. Öyle ise hayata ve olaylara iman ve ibadet gözlüğü ile bakarsak, her şeyin sırrı ve hakikati çözülür. O olaylar arkasındaki güzellikler tezahür eder ve insan o güzellikler ile mutlu ve bahtiyar olur.
Bu bakış açısını elde edebilmek için, insanın hem kalbini hem nazarını hem de bilinçaltını iman ve hidayet ile doldurması gerekir. İnsanın kalbinde ve nazarında ne varsa, hayatı ve olayları ona göre yorumlar. Öyle ise en mühim iş, kalp ve nazarın nasıl ve neyle terbiye edildiğidir. Zaten insanın diğer cihazları kalp ve nazara bakar, kalp ve nazarda ne varsa hükmü de ona göre olur.
İşte Risale-i Nurlar bize iman ve hidayet gözlüğünü takıyor. Yukardaki esasları ve incelikleri yakalamamıza mükemmel bir araç ve yardımcı oluyor. Tahkiki iman dersleri ile hayatımızı ve hayatımıza taalluk eden şeyleri nurlandırıp hakiki cihetlerini bize okutturuyor.
Sorularla Risale