Risale-i Nur Külliyatı, ahir zamanda ümmet-i Muhammed’in manevi imdadına yetişmiş olan bir dirayet tefsiridir. Telifin ilk anından son avanına kadar ümmet-i Muhammed’e sahil-i selamete çıkış yolunu göstermiştir. Risale-i Nur ve emsali dirayet tefsirini bilmeyen ve anlamayan kimseler alıştıkları klasik tefsir olan Rivayet Tefsirini, Risale-i Nur Külliyatında görmedikleri için nasıl yaklaşacaklarını anlayamamaktadırlar.
“Risale-i Nur, Arş-ı A'zam'la bağlı olan Kur'an-ı Azîm-üş şan ile bağlanmış bir hakikî tefsiridir.”[1]Klasik tefsirler aklı tatmin ederken Risale-i Nur’un metodu letaife sirayet etmektedir.
Nazlı bir gelin edasında olan Risale-i Nur Külliyatıyla, nur alemine girmenin birinci vazifesi, ihlâs-ı tammeden sonra tam sadakat ve tam sebat etmektir. Bu sayede nur alemine girilir ve istifade etmeye başlanır Dirayet Tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatından. Yani, Risale-i Nur Külliyatının dairesinde Risale-i Nur’un talimatı ve düsturları çerçevesinde hareket etmekle mümkündür. Aksi taktirde yani ihlâs-ı tamme, tam sadakat, tam sebat kapılarından geçilmezse Nurlar letaife sirayet etmemekle beraber insanı sadece malumatfuruş ve geveze yapacaktır.
“Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan hayalâta sapar. Sırat-ı müstakimi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer. Müvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır.”[2]
Edile-i Nuriye olarak tabir ettiğim bu dört düstur insanın hem şahsi hayatında, hem içtimai hayatında, hem hizmet hayatında olmazsa olmaz hakikatlerdir. Kalb ile teslim akılla iz’an edilip tefekkür edilirse bu dört düstura uymayanlar ne kadar hem kendi hem de çevresine verdiği zarar ziyanları görebiliriz. Gerçekten akıl gözü kör olursa insanın basireti bağlanıyor ve çok büyük yanlışlara düşüyor.
Burada mesele hizmet üzerine olduğu için herkes kendi hizmet çevresine baktığında hüsnü zan ederek itimad ettiği kimselerin yanlış yönlendirmeleri veya erkan ve usule uymayan hareketlerini göz önüne getirip baksa bu dört düsturun ehemmiyeti alenen görülecektir.
Selam ve dua ile
[1] Kastamonu Lahikası (247)
[2] Muhakemat (49)