Vanilyadan cazip abrul
Filizlenir her mevsime yakışan nakış
Var olmasına var her saniye Taif
Tarifi yok aşkın sen nerdesin
Bir ülkü söylerim ağlarsın
Bir ülkü vardı ya! Her yaşta söylediğimiz
Bir ülkü uğruna mı kayboldu gençliğimiz
Sırlanmış yaşam
Soğuk bayırların eteğinden damlayan
Tepesinde gökyüzü gözler
Düşenlerden sırılsıklam akıyor müjden
“Aslı yok aslında Aslı'nın”
Cayır cayır yanar köşk yüzü
Bir büyüdür Aslı'nın sepetinde Kerem
Büsbütün titreyen ve üşüyen
Bir ülkü söylerim ağlarsın
Gün doğarken umutlar kararmakta
Gecelerin delinmez yerinde uykum
Perde açılmıyor artık eskisi kadar güzel
Şakaklara vurmakta kurşuni bakış
Almakta canımı yavaş yavaş
Omurgamda oturur umursamadığın melek
Öteye varamayan düşlere çarpıyor evham
Kırışıyor sonrasızlığa yolcu yüzün
Nefesler siliniyor parça parça
Usul usul gidiyorsun hayattan
Bir ülkü söylerim ağlarsın
Yüreğime gözyaşların batmakta
Uykumun varılmaz yerlerine gözlerin
Çatlıyor
Fetihlerle çizilmiş haritanın dönemeçleri
Rezil ediyor kendini merkezinde dünyanın
Kimse bakmasın Mecnun'a üç kuruş için
Havale geçiren hararette telepati
Buzdan bekler her şeyi yanarken kutup
Odada yağmurla hasbihal nasıl duygudur
Arz ve sema beyninde sudur vasıtasız mektup
Bir ülkü söylerim ağlarsın
Taşkın kanatlarını açtığın kuş tüyündedir
Nihayeti mümkün değil tarifi de yoktur aşkın