Rızka aşık olanlar ve zahmetsiz beslenenler

Yaşar SÜNGÜ

“İktisadî faaliyet” kapsamına giren üretim, tüketim, yeme-içme, barınma gibi eylemler; “iktisadî davranış” olarak adlandırılır.

İslami düşünceye göre ise örneğin, bir şey “tüketilmiş” ise, “israf”; ama sonunda “şükür” edilmişse, “iktisatlı” kullanılmıştır.

İnsan, insana yakışan bir hayat sürmek ihtiyacını doğal olarak ister ve en temel ihtiyaçları olan barınma, beslenme, ulaşım ve giyimi karşılamaya yönelir.

Sadece kendi gücü yeterli olmayacağı için de, diğer insanlarla işbirliğine yönelir.

Bu işbirlikleriyle beraber, hırsla gelebilecek maddî düşkünlüklerin getireceği haksız tecavüzler sebebiyle de adalete ihtiyaç duyulur.

Bunun için de herkesi tatmin edecek kanunlar gerekir.

* * *
Kâinat yani evren iç içe dairelerden oluşmuştur.

En dışta, “hayat” gerçeği vardır.

Canlı cansız evrendeki tüm yaşayanlar hayatın devamı adına çalışırlar; hayata hizmet ederler.

Hayatın en merkezinde de insanlar âlemi yer alır.

Zira tüm canlılar insana hizmet etmekte, onun varlığının devamına çalışmaktadırlar.

İnsaniyet dairesinin içinde de rızk dairesi (yeme içme-doymak) yer alır.

Çünkü, bütün insanlık rızk adına çalışmakta, hayatının gayesini rızk edinmek oluşturmaktadır.

Hayatın devamı rızkladır ve hayata hükmeden de rızktır.

O kadar ki, Risale-i Nur'da, insanın âdeta “rızka âşık” olduğundan söz edilir.

* * *
Peki gönderilmekte olan bu rızk, sadece aklı ve bedeni çalıştırmakla mı elde ediliyor?

Hayır.

Bir kimse daha güçlü ve daha akıllı olduğu için daha zengin olmuyor.

Tam aksine, en fazla âciz ve zayıf görünen canlıların en iyi, en rahat şekilde beslenmeleri rızkın zeka ve akıl eseri olmadığının en güzel ispatı.

Bebekler, ağaçlar, balıkların zahmetsiz en iyi beslenen varlıklar olması

bunun en güzel ve çarpıcı örneği.

Ayı, hayvanlar aleminin en aptalı olarak bilinir ama balla beslenir.

Tilki, çok akıllı bilinir ama ömrünün çoğunu aç geçirir.

* * *
Biz biliyoruz ki bütün dünya üzerindeki tüm canlıların, hatta en âciz ve zayıf olanlarının dahi maddî, midevî ve manevî rızkları karşılanıyor.

Hem de, tam vaktinde, ihtiyaç duyulduğu anda ve bir düzen içerisinde.

Yani kıskanmaya gerek yok.

İnsan, sonsuzluğa bakan duyguları ile “sonsuz mutluluk” istemektedir, ancak dünya sonludur.

Yeni Şafak

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.