Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, röportaj yaptığım insanların hemen tamamı: “Demokratik Açılım Sürecinin” başlatılmış olmasını olumlu buluyor ve alkışlıyordu… Herkesin ortak görüşü şuydu; “Problemler konuşulmalı ki, çözüm üretilebilsin.”
Bu röportajlarda ve röportajlara gelen yorumlarda konu ile ilgili hemen her şey söylendi. Büyük bir tartışma ortamı ve fikir alışverişi sağlandı, hatta sınırlı da olsa gündem oluşturdu diyebiliriz. Öyle ki, birçok köşe yazarı konuya ilgi duyarak kendi köşesinde RisaleHaber’e atıfta bulunarak cevap verdi.
Bir iki tane de olsa uç fikirler (Eyalet istemi şeklinde) söylendiği gibi, “Kürtler hangi haktan mahrum ki” diyerek hiçbir haklarının kaybolmadığını savunanlar da olmadı değil.
Haliyle uç fikirler büyük tepki aldı. Bu tepkiler içinde hızını alamayıp, nezaket kurallarını aşanlar oldu. Onları kurallara riayet etmedikleri için yayınlamadık, ama makul ölçüler içerisinde kalarak tepki gösterenlerin görüşlerine de hiçbir engel koymadan “buyurun” dedik.
Her kesimden insanı konuşturduk diyebilirim. Bu mesele çözülünceye kadar da konuşturmaya devam edeceğiz.
Bana göre böyle netameli bir meseleyle ilgili bu kadar kısa zamanda yaptığımız bu röportajlardan ve onlara gelen yorumlardan istenen sonuç elde edilmiş oldu. Bu konuda iyi niyetle yaklaşan bir insan takip etmiş olsaydı, bu röportajlar sayesinde hem meseleyi derinlemesine anlardı, hem de çözüm üretebilirdi diye düşünüyorum.
Ben şahsen bu gelişmeden şunları öğrendim:
1- Dindar insanların bir kısmının neredeyse ırkçılıkla itham edilecek seviyede milliyetçilik duygularının yoğun olduğunu anladım. Bu durumda olanların kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiğini düşünüyorum.
2- Tanınmış bir kısım Nur Talebelerinin demokratik haklar konusunda ve Kürt sorunu meselesinde fazla bilgi sahibi olmadıklarına şahit oldum.
3- Dindar diye bilinen insanların ve cemaat mensuplarının İslam’ı anlayış ve yaklaşım yerine devletin -uzun yıllar- empoze ettiği ulusalcı ve militarist yaklaşımların etkisinde kaldıklarını müşahede ettim.
4- Bilinenin aksine Nur Talebeleri içinde hemen her konuda çok sayıda uzman ve kendini hakkıyla yetiştirmiş birçok insanın olduğu kanaatine vardım.
5- Nur cemaatlerinin birçoğunun içe kapalı çalıştığını, sosyal ve içtimai gelişmelere fazlasıyla mesafeli durduklarını öğrendim.
6- Sosyal demokrat geçinen solcuların da büyük ekseriyetinin aslında demokrat olmayıp ulusalcı olduklarına şahit oldum.
7- Halkın büyük ekseriyetinde ise demokratik anlayışın hâkim olduğunu müşahede ettim.
8- Yine gerek Kürt halkının, gerekse Türk halkının hiçbir şekilde ayrışmayı istemediklerini ve buna izin vermeyeceklerini anladım.
9- Sorunun halkımızdan kaynaklanmadığını, bu kadar çabaya rağmen sonuçlandırılamamasının nedeninin de bu sorunun dış kaynaklı olmasından kaynaklandığını anladım.
Sorunun çözümü içinse şunları tespit ettim:
1- Demokratik haklar hiçbir ayırım yapılmadan verilirse:
2- Yani, Türk vatandaşlığından Anayasal vatandaşlığa geçilirse,
3- Ana dilde eğitim hakkı -sadece Kürtlere değil- herkese verilirse
4- Her dilde ve her vasıta ile yayın ve neşriyat hakkı tanınırsa.
5- Din ve inanç özgürlüğü her kesime eşit sağlanırsa
6- Laiklik, dinsizlik anlamında değil, dinin teminatı anlamında uygulanırsa,
7- Bir milleti ayakta tutan bir ve beraber yaşatan şeyin sadece dil ve vatan olmadığı dinin de bu konuda fazlasıyla etkili olduğu düşünülür ve dini hisler kuvvetlendirilirse
8- Eğitim oranı kadın erkek ayırımı yapılmadan çağdaş seviyelere yükseltilirse
9- Ekonomik tedbirlerle, emniyet tedbirlerinin alınmasını söylemeye zaten gerek görmüyorum.
Bunlar yapılır ve kanun teminatı altına alınırsa bu ülkede “Kürt Sorunu” veya “Alevi sorunu” yahut ta “giyim kuşam sorunu” diye bir sorunun kalmayacağına inanıyorum.
Bu dediklerim gerçekleşirse bölünmenin ve ayrışmanın lafının bile edilmeyeceği inancını taşıyorum.
Zira bu millet batılısı ile doğulusu ile güneylisi veya kuzeylisi ile gerçekten ayrışma istemiyor. Bir ve beraber yaşamak istiyor. Ama insanca ve insani değerlere sahip olarak yaşamak istiyor.
Bu röportajlardan şahsen böyle bir sonuç çıkardım okurlarım katılır mı? Katılmaz mı? Bilemiyorum…
NOT: Tüm RisaleHaber okurlarının ve Alem-i İslam’ın Ramazan Bayramını içtenlikle tebrik ederim. Cenab-ı Haktan bu güzel günlerin İslam Alemi ve İnsanlık hakkında hayırlara vesile olmasını dilerim.