İki yıl önceydi… İstanbul’da tanıştığım Cemil Boşnak, Batı Trakya bölgesinden gelmiş ve Nur derslerini samimi duygularla dinlemişti…
Daha sonraları Ankara ziyaretlerinden birinde, Risale-i Nur Külliyatıyla dönmüştü İskeçe’ye…
Aramızda muhabbet, dostluk ve kardeşlik duyguları gelişmiş, birbirimizi her zaman arar duruma gelmiştik.
Sürekli oralarda Nur’a, Nur’un derslerine şiddetli ihtiyaç olduğunu vurguluyor ve her defasında bizi davet ediyordu.
Osmanlı topraklarında yılların aşındırmasına rağmen, direnmeyi ve inançlarını korumayı başaran bu Müslüman Türk azınlığını ziyaret etmeliydik.
Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin Osmanlı döneminde boydan boya katettiği, Selanik Hürriyet meydanında “Hürriyete Hitap” nutkunu irad ettiği bu topraklar bizi de heyecanlandırmıştı.
Daha yola çıkarken, Üstad’ın meydandaki kararlı ve azametli duruşunu hissediyor, verdiği müjdeleri yerinde görme heyecanını iliklerime kadar duyuyordum.
“Uhuvvet Derneği”nin organize ettiği kahvaltılı ders ve umumi istişare toplantısındaki yüzlerce kardeşimizin şevkleri, Nur’un terbiyesi altında, Osmanlı tarzının yansımalarını da muhafza ederek Kur’ân’a ve O’nun mu’cize-i mâneviyesi olan Risale-i Nur’a nasıl sarıldıklarını görmek bizi gerçekten duygulandırmış,
“Rumeli bostanı”nda açan çiçekleri seyretmenin haz ve gururunu yaşatmıştı alemimizde…
Ayrıca son şahitlerden muhterem Müderris Hasan hocamız ve Tarihçe-i Hayatta Üstad’a mektubu yer alan Hafız Ali Reşad’ın talebesi Müderris muhterem Mehmet Emin hocamızla yapmış olduğumuz röportajları da ileriki bölümlerde yayınlayacağız.
Evet Rumeli bostanında çiçekler açmış… Bu bostanda ve bahçede açan çiçeklerin ve meyvelerin korunması, geliştirilmesi, Avrupa zemininde inkişaf etmesi, özellikle de Selanik’te bir medrese-i Nuriyenin küşadı için yardım, destek, dua ve fikrî/ilmî/maddî/manevî bağlamda ciddî anlamda himmet ehlinin katkılarına ihtiyaç olduğunu ifade etmeyi üzerimdeki bir sorumluluk ve görev addediyorum.
(Devam edecek inşaallah)