Rusya Yenilikçi Kalkınma Enstitüsü İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Kirill Semenov, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinin tamamen Atatürk’ün laiklik politikasının tezahürü olduğunu, Hıristiyan Dünyanın hiçbir dahlinin olmadığını söyledi.
Semenov, Sputnik’e açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya'nın camiye dönüştürüleceği açıklamasını değerlendirdi.
Caminin, bir savaş sonucu değil Atatürk’ün girişimi üzerine müzeye dönüştürüldüğünden Erdoğan’ın bu söyleminin anlaşılır olmadığını dile getiren Rus uzman, “1931’e kadar orası camiydi, sonra 4 yıl boyunca kapalıydı, 1935’te müze açılması kararı alınmıştı. Caminin müzeye dönüştürülmesi yönünde hiçbir dış baskı söz konusu değildi. Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasını, sonuna kadar incelenmeyen bir pozisyon olarak değerlendirebilirim, çünkü Trump’a böyle bir yanıt oldukça orantısız, hatta asimetrik görünüyor. Ayrıca bu iki açıklama arasında nasıl bir bağlantı olduğu anlaşılır değil” dedi.
Hıristiyan dünyanın dahli yok tamamen Atatürk'ün tasarrufu
Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinin tamamen Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik politikasının tezahürü olduğunu, Yunanistan’a ve genel olarak Hıristiyan Dünya’ya hiçbir dahlinin olmadığını hatırlatan Semenov, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1931’e kadar rahat bir şekilde cami olarak çalışıyordu ve Birinci Dünya Savaşı ve Yunanistan ile savaş sonrası hiçbir uluslararası anlaşma bu yapının statüsünün değiştirilmesini talep etmiyordu. Elbette tüm bunlar laiklik mücadelesinin sıfıra indirgendiği bir durum çerçevesi içinde bulunuyor. İslam değerlerine dönüş süreci çalışıyor, tıpkı Rusya’nın ‘manevi bağlarına’ dönmesi gibi. Türkiye’nin manevi bağı İslam ve Osmanlı mirasıdır. Ayasofya tam bunun simgesidir. 1930’lu yıllarda genel olarak toplumda laikliğe talep vardı, üstelik sadece Türkiye’de değil. Sadece Türkiye’de bu süreç daha derindi. Şimdi durum farklı ve geleneksel değerlere dönüş söz konusu”.
Golan Tepeleri’ne karşılık mı?
Erdoğan’ın Ayasofya açıklamasını daha ziyade seçmenlere yönelik bir jest ve anlık bir karar olarak değerlendirmeye meyilli olduğunu söyleyen Rus uzman, bu sözlerin büyük ihtimalle uygulamaya dökülmeyeceği belirterek şunu dedi:
“Ayasofya’nın Diyanet’e teslim edilmesini, Golan Tepeleri’nin İsrail’e teslim edilmesine bağlamak tamamen orantısız kategoriler. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayında Ayasofya’da her gün Kuran’ın okunmasına izin vermişti. Yani Ayasofya onsuz da Müslümanların ihtiyaçları için kullanılıyor. Yine de bu konuda bir karar alınması gerekiyor, çünkü bu konu uzun zamandır tartışılıyor."