Herkesin ve herşeyin bir ‘hikaye’si vardır. Bunların çok azı kayda geçer; geriye kalanı unutulur gider. Son yıllarda kayda geçirilen hatta kitaplaştırılan hikaye sayısında göze görülür ölçüde artış var. Ustaların yanı sıra birçok genç yazar peşpeşe hikaye kitapları yayımladı. Sütun Yayınları da bir süredir genç hikayecilerin kitaplarını yayımlıyor. Kısa süre önce külliyatına Mustafa Oral’ın “Aşk İçre Rüyalar” isimli kitabını da ekledi.
Bir çok dergide şiir ve hikaye yayımlayan Mustafa Oral hikayelerini Sana Aşktan Soruyorlar (2002) ve Aşktan Öte Bir Yol (2006) isimli kitaplarında toplamıştı.
Rüya Âleminden Mektuplar
Aşk İçre Rüyalar aşkın kirletildiği ve rüyaların küçümsendiği bir çağda insanın ezeli hakikati aşka ve ebedi gerçeği rüyaya çağırıyor.
İnsanda aşk gibi binlerce duygu var. Aşkın da binlerce çeşidi var. Günümüzde insan adım adım kendi merkezinden uzaklaşıyor. İnsanlığını yitiriyor. Her geçen gün irtifa kaybediyor. Ruhun ve kalbin hayatından bedenin ve cismaniyetin hazlarına tepetakla düşüyor. Aşk geçmişte nesne iken bu gün özne halini alıyor.
Bu gün karşı cinse duyulan ilgi dışında aşkın birçok çeşidine tenezzül edilmiyor. Aşk içeriği boşaltılmakla kalmıyor, bedensel hazlarla efsunlanarak bambaşka bir özneye dönüşüyor. İnsanı minarenin tepesinden kuyunun dibine düşürüyor. İnsanın böyle “arıza” yaptığı çağda onu kuyunun dibinden kaldırıp minarenin tepesine çıkaracak bir çareye, yani saf aşka her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Tasavvufta rüya asırlardır insanı hakikate ulaştıran önemli bir terbiye metodu olarak kullanılmaktadır. Efendimiz (s.a.v.) Veysel Karani’ye mana aleminde ders vermiştir. Bu nispet baz alınarak, velayet sırrı ile bazı kulların geçmişte yaşamış bir velinin ruhaniyeti ile terbiye edilmesi “Üveysilik” makamı olarak ifade edilmiştir. Birçok müellif eserlerini rüyalarında telif etmişlerdir. Bazılarını rüyalarında O’na (s.a.v.) okumuşlardır.
Mustafa Oral kitabında bu minvalde aşkı ve rüyayı anlatıyor. Ucu hakikate çıkan rüyalardan bahsediyor. Görmediğim şeyi yazmam, diyen Üstadından aldığı ders ile görmediğim rüyayı yazmam, diyor.
Sahih Rüyalar Miraçtır
Salih kullar için sahih rüyalar bir miraçtır. Bu miraçta yollar, yolcular, uğraklar vardır. Oral kitabında rüya tadında kutlu hayatlardan, nurlu beldelerden geçerek Nur’un sahibine varıyor.
Hikayeler Ravza ile Barla arasında gidip gelen rüyamsı hakikatlerden oluşuyor. İçinde Hz. Mustafa (s.a.v.), Hz. Hatice (r.a.), Bediüzzaman ve Zübeyir, Sungur gibi nur şakirtlerinden sesler taşıyor.
Rüya asrı saadetin eşiği Ravza’da başlıyor. Hızır Bey ve Eyüp Sultan camilerinde soluklanıyor. Osmanlının beşiği Edebali ve Dursun Fakıh Türbelerine uğradıktan sonra bu yüzyılda bizlere ikinci bir asr-ı saadeti yaşatan Nur kahramanlarının menzili Barla’ya varıyor.
Bediüzzaman’ın Ayetül Kübra Risalesi kainattan Halık’ını soran bir seyyahın müşahadatıdır. Oral, hakikat’ül kübra olan aşkı Risale-i Nurdan devşirdiği lem’alar, şualar ve sözler ile rüyalarda arıyor. Kainata, varlığa rüyalarla varıyor. Bir şakirdin kalbinden yalansız, haramsız, hilesiz, hurdasız aşkı anlatıyor. “Sen Muhammed Mustafa (s.a.v.) olursan Hz. Hatice (r.a.) gelir seni bulur. Sen Hz. Hatice (r.a.) olursan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) gelir seni bulur. İş Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Hz. Hatice (r.a.) olmakta”, diyor.
Mustafa Oral, bize rüya aleminden mektuplar gönderiyor. Rüyanın ve aşkın sırlarla dolu dünyasına çağırıyor. Diyor ki: Hayatım Rabbani bir mektuptur; kardeşlerim olan zişuura kendi okutturur.
Sütun Yayınları, Ocak, 2014.