Kur’ân’a uyup, etse delîl sünneti insan;
Allâh ona dünyâda eder cenneti ihsân…
Hâlis ise niyyet, kulu eyler O, muzaffer;
Esbâba, fakat, başvurarak gayreti ister…
Meşrû olacak gāye ve hem izlenilen yol;
Mutlak ulaşır böyle giden bir gün emîn ol…
Hiç olmayacak zulme tarafdâr, ne de mâil;
İbtâl ile a’mâli olur yoksa ki zâil…
Dünyâda misâfir gibi davransa yorulmaz;
Hayr eylese insan, kötülükler onu bulmaz…
Hep ömrü saâdetle geçip şükr ediyorken;
Derd etmeyecek gelse ölüm geç ya da erken…
Mü’min, ne ki yapmış ise, Allâh için olsun;
Dünyâsı ve ukbâsı saâdet ile dolsun…
Her şerri nefisden bilerek Hakk’a dayansın;
Her hayrı veren Rabb’ini şükrân ile ansın…
Bir kimse güzel görse, güzel baksa, düşünse;
Tahvîl eder iksîr gibi düşmanlığı üns’e…
Kîn besleme hiç, etme hased kimseye aslâ;
Yaklaşma gurûr, zem gibi berbâd şeye aslâ!
Hırs, öfke ve öc almayı saymak bile zâid;
Afv etmede var insana binlerce fevâid…
Gamlanma bu dünyâ işinin ters gidişinden;
Hem fazla sürûr duyma ferâhlık gelişinden…
Uğrarsan eğer derde, devâ um, Yaratan’dan;
Şâfî ve Şefîk, Rahmeti sonsuz bulunandan…
Âlem buna şâhid: ne zaman hakka yapışsak;
En zor işimiz eshel olur, yardım eder Hakk…