Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Bakara Suresi 153-154. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
153 . Ey îmân edenler! Sabır ve namaz ile (Allah’dan) yardım isteyin! Muhakkak ki Allah, sabredenlerle berâberdir. (*)
154 . Ve Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin! Bil‘akis (onlar) hayatdârdırlar, fakat (siz) anlayamazsınız. (**)
(*) Kur’ân-ı Kerîm’in her cüz’ü dört hizbe bölünmüştür. Bir tilâvet âdâbı olarak, Kur’ân okuyan kişi, kırâetini mevzûnun tamamlandığı yerlerde bitirmelidir. Bu hususta bir kolaylık olmak üzere, âyet sonlarındaki (ع) secâvendleri gibi, sahîfe kenarlarındaki bu hizb işâretleri de ekseriyet i‘tibâriyle böyle yerleri göstermekte olup, bu işâretlerdeki حزب [Hizb] kelimesinin tam karşısında bulunan âyetle, kırâet ma‘nâ cihetiyle tamamlanmaktadır. (Karaçam, 502)
(**) “Evet şühedâ (şehîdler), hayât-ı dünyevîyelerini tarîk-ı hakta (hak yolunda) fedâ ettikleri için, Cenâb-ı Hakk kemâl-i kereminden (ikrâmının bolluğundan) onlara hayât-ı dünyeviyeye benzer, fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayâtı, âlem-i berzahta (kabir âleminde) onlara ihsân eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerini daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemâl-i saâdetle (tam bir saâdetle) mütelezziz oluyorlar (lezzet alıyorlar). Ölümdeki firak (ayrılık) acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kubûrun (kabir ehlinin) çendan (gerçi) ruhları bâkîdir (ölümsüzdür), fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta (kabir âleminde) aldıkları lezzet ve saâdet, şühedânın lezzetine yetişmez.” (Mektûbât, 1. Mektûb, 3)