Sadece İstanbul'da 400 cami ve medrese yok edilmiş

Binlerce belgeyi tarayarak İstanbul’daki tarihi yapıları inceleyen İSTED, yok edilen 400 caminin izine ulaştı. Camilerden bazılarının yeri Fransız, Rus ve İngiliz ajanların 1900’lü yılların başında çektiği İstanbul fotoğraflarından bulundu

İstanbul’un fethiyle birlikte şehirde inşa edilen cami, medrese ve çeşmelerin büyük çoğunluğu bugün kayıp. Ecdat mirasını korumak için yola çıkan İstanbul Çevre, Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) 2006 yılından bu yana dijital ortama aktarılan 10 bini aşkın belgeyi tek tek inceledi. Bu çalışmalar sonunda 310’u Fatih ilçesinde olmak üzere İstanbul genelinde toplam 400 cami ve medresenin yok olduğu tespit edildi. Bu cami ve medreselerden 130’u tescil edildi. Bazı camilerin projeleri çizilirken 90’a yakın cami ise imar planlarına yeniden işlendi. Derneğin girişimleriyle şu ana kadar 22 cami ve medrese yeniden ihya edildi.

10 BİN DİJİTAL KAYIT İNCELENDİ

İSTED Başkanı Dr. Erhan Sarışın, hem derneğin ilginç kuruluş hikayesini, hem de tarihi camileri ihya etmek için yaptıkları titiz çalışmayı anlattı. “Dernek olarak yok edilen tarihi mirasımızı ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İlk olarak camilerden başladık, çünkü bu camilerin Allah’ın evi ve her biri aslında Kabe’nin şubesi” diyen Şarışın, 10 bini aşkın dijital kayıttan camileri tek tek tespit ederek belediyelere başvurduklarını söyledi.

BİR CAMİYLE YOLA ÇIKTILAR

Sarışın satır başları ile şunları kaydetti: “Görev yaptığım kurumun yayında bir çöplük vardı, burayı temizlettim, çim yaptırmaya kalktım. Resmi kurumlar izin vermedi. Ama biz çalışmaya devam ettik. 1.5 metre kazıldıktan sonra caminin temelleri gün yüzüne çıktı. Caminin kalıntıları kazdıkça ortaya çıktı, sonra biz bu camiyi inşa ettik. İlk camiyi böyle bitirdik. Daha sonra da derneği kurduk.

YIK CAMİYİ DİK HEYKELİ

Pek çok cami, Osmanlı’nın son dönemi ile CHP döneminde yıkılmış. Yıkılan camilerin yerine adeta psikolojik savaş niteliğinde bir uygulama yaparak heykel dikmişler, gazino açmışlar. Şu an elimizde 10 terabayta varan bilgi var. Haritaları, bilgileri bu şekilde dosyalıyoruz. Mesela bir camiyle ilgili 100 civarında bilgi birikince Anıtlar Kurulu’na gidip başvuruyoruz. Camiyi tescil ettiriyoruz, sonra belediyeye imar planına işletiyoruz. En son projeyi çizdirerek bir hayırseverin desteğiyle camiyi ayağa kaldırıyoruz.

AJANLAR KAYNAK OLDU

İstanbul’a ait eski fotoğraflar bu süreçte oldukça önemli kaynak oldu. Fransızlar, Ruslar, İngilizler o dönem ajanlık faaliyeti kapsamında İstanbul’un pek çok önemli noktasını fotoğraflamış. Burada yapılan aslında bir hainlik, ama biz o fotoğrafları elde edince, parseli dahi silinen camilerin görüntülerini tespit ettik. Hiç beklemediğimiz detayları yakaladık. Mesela bizim bir arkadaş, çocuğunun okuduğu okulda eskiden bir cami olduğunu duymuş, bizimle iletişime geçti. Eski haritalarda minare kalıntısı olarak geçen bir ibare olduğunu söyledim, bu konu böyle kaldı. 8 ayı aşkın süre arşiv tarayıp bu camiyle ilgili bilgi aradık.

BİR FOTOĞRAF BİR CAMİ

En son ajanlık faaliyeti için Galata Kulesi’nden çekilen bir fotoğrafta caminin çok net görüntüsünü elde ettik. Daha sonra aynı caminin Beyazıt’tan çekilen fotoğraflarını elde ettik. Değişik yıllara ait fotoğrafları bulunca silüeti yakaladık. Mesela Garipçe Kalesi’nin içinde bir başka cami yer alıyor, bu cami de Fransızların ajanlık faaliyeti için çektiği fotoğraflarla tespit edildi. Biz bunu Anıtlar Kurulu’na tescil ettirmeye çalıştığımızda kabul etmediler. Fotoğrafların Fransa’nın arşivinde yer alıp almadığını yani orijinal mi değil mi bunun sorgulanmasını istediler. Görüşmeler yaptık, Galatasaray Üniversitesi’nden Fransızca bilen bir arkadaşla görüştük. Yapılan çalışmalarla Fransız arşivinde bu fotoğrafların yer aldığına dair rapor aldık. Anıtlar Kurulu bu rapordan sonra camiyi tescil etti.”

Camilere tapu oyunu

Erhan Sarışın, bazı camilerin tapuda silindiğini anlattı: “Bazı camilere ait her türlü bilgi, belge ve fotoğrafları temin ediyoruz, bir bakıyoruz ki tapuda tescil dışı alan haline getirip kadastral boşluk olarak bırakmışlar. Yani hiçbir maliki yok, parselin sahibi Hazine değil, belediye değil, kimseye ait değil. Hem camiyi yıkmışlar hem de parselleri yok etmişler. Biz camilerin olduğunu ispat etmeye işte bu parsellerden başlıyoruz. Şu ana kadar 10’dan fazla camide bu sorunla karşılaştık. Tophane’de Dayezade Yusuf Efendi Camisi ve hamamı var. Harabeleri duruyor ancak parselleri yok kadastral boşluk var.. Üsküdar’daki Adliye Cami’de kadastral boşluk olan camilerden biri.”

Yeni Şafak

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Kültür Sanat Haberleri