Risale Haber-Haber Merkezi
AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş milletvekili Mahir Ünal, "Bediüzzaman'ın güzel bir ifadesi var, şimdi sadeleştiriyorlar bazıları onları. Sadeleştiriyorlar, sadeleştiğinde bir şeylerin nasıl değiştiğini görüyorsunuz" dedi.
Kahramanmaraş Gençlik Merkezi Bilinç Okulu'nun açılış dersini 'Medeniyet Tasavvuru ve Gençlik' konusuyla veren Ünal, Hıristiyan'ın Hıristiyan gibi, Musevi'nin Musevi gibi düşündüğünü ve Müslüman'ın da Müslüman gibi düşünmediği zaman bir sorun ortaya çıkacağını ifade etti. Yerel Akşam Postası'ndaki habere göre Ünal, bu Müslümanca düşünmenin ise bir gün hesaba çekilme sorumluluğu taşıması gerektiğine dikkat çekerek şunları konuştu:
"Bediüzzaman'ın güzel bir ifadesi var, şimdi sadeleştiriyorlar bazıları onları. Sadeleştiriyorlar, sadeleştiğinde bir şeylerin nasıl değiştiğini görüyorsunuz. Şimdi risalelerde "askerin vazifesi talim ve cihaddır" diyor Bediüzzaman. Şimdi bunu sadeleştiriyorlar diyorlar ki; askerin görevi eğitim ve hizmettir. Bakın talim yerine eğitim, cihad yerine hizmet. Şimdi talim eğitim değildir, talimin içerisinde ilim vardır, irfan vardır, inanç vardır, iman vardır.
"Mesela köpeği eğitirsiniz ama insan talim olur, ilim. İnsan bir talime talip olandır. Siz köpeğin de eğitildiği insanın da eğitildiği bir anlayış inşa ederseniz köpekle insan arasındaki farkı ayırt edemez bir hale gelirsiniz. O yüzden dil medeniyeti kurar, hangi kavramlarla düşündüğünüz işin kalbini oluşturmaktadır. O yüzden klasik kaynakları okumanız gerekir."
"OSMANLICA DEDİĞİMİZ ASLINDA TÜRKÇE"
Osmanlıcanın aslında sadece Türkçenin Arap alfabesiyle yazılması olduğunu aktaran Ünal şöyle konuştu:
"Biz şimdi Osmanlıca deyince birileri niçin hop oturup hop kalkıyorlar. Çünkü Osmanlıca ayrı bir dil değil arkadaşlar, Osmanlıca bizim dilimiz, Türkçe, Osmanlıca dediğimiz aslında Türkçe. Yani Türkçenin Arap alfabesiyle yazımı sadece ama Osmanlıcayı okumaya başladığınız anda sizinle konuşmaya başladığını hissedersiniz.
Çünkü orada bizim kim olduğumuzu anlatan, talimin ne olduğunu, tevfikin, muvaffakiyetin ne olduğunu, tedrisin ne olduğunu okumaya ve anlamaya başlarsınız. Oradan bir kapı açılır başka bir dünyaya gidersiniz, her kelime size bir kapı açar, her kavram bir dünyaya aittir. Hangi dünyanın kavramalarını konuşuyorsanız o dünyaya ait olmaya başlarsınız."