Sadeleştirme meselesini günlerdir Risale Haber’de takip ediyorum. Yazılara yapılan yorumları ibretle ve hayretle okuyorum.
Sanki bu sadeleştirmeyi yapanlar ve onlara karşı olanlar ayrı yıldızlarda yaşıyor. Sanırsınız ki, iki siyasi partinin mensupları birbirlerinin fikirlerini çürütmek için her gün demeç veriyor.
Bu iki kesimin birbiriyle diyalog kurması meseleyi masaya yatırarak karşılıklı mütalaa etmesi ve güzel bir karara varması bu kadar mı zor?
Vakıa bu işi yapanlar kendilerince hizmet ediyorum düşüncesiyle arkasını önünü düşünmeden Üstadı ve talebelerini dikkate almadılar diyelim. Veya Üstadın birçok akrabası var hayatta bir noktada Risale-i Nurların varisi sayılırlar onlardan da izin almayıp bu işi “ke enlem yekün” yaptılar. Düşünemediler. Veya böyle yapmak kendilerince daha isabetli göründü.
Bir heyet kurarak bu kişilerle görüşmek çok mu zordur? Netice almak için sağlıklı bir yol olmaz mı?
Müslümanlar neden bu kadar diyalogdan uzak yaşıyorlar. İletişim çağının bu denli ilerlediği bir dönemde adeta sağırları oynamak neden?
Problemlerin bu kadar yoğun olması da bundan değil midir?
Müslümanların artık bir araya gelmeleri ve meselelerini “telahuk-u efkar” yoluyla halletmeleri zamanı gelmedi mi?
Zaman zaman çok basit ve belki küçük bir görüşme ile hallolacak meseleler ortalığı birbirine katıyor. Günlerce Televizyonlarda tartışmalar sürüyor. Çoğu kere halledilmeden rafa kaldırılarak üstü örtülüyor. Oysa bu kabil meseleler gündeme geldiğinde ilgili kişiler veya kurumlar bir araya gelse o konuda mütehassıs insanları buluştursa ve mesele halledilip kamuoyuna duyurulsa daha iyi olmaz mı? Bu vesileyle bir kısım ami müminlerin de bu kabil meselelerde yanlış yapmaları önlenmiş olmaz mı?
Mesela Cübbeli Ahmet hocanın Üstad ile ilgili görüşleri ve akabinde yapılan ziyaretler sonunda akl-ı selimin hâkim olması ve meselenin vuzuha kavuşması bu anlamda çok güzel bir örnek teşkil ediyor.
Artık bu yol işletilmeli hatta daha ileri gidilerek bu kabil meseleleri görüşmek üzere her an çağrıldığında toplanabilecek ilmi bir heyetin oluşturulması zaruret halini almıştır.
Belki bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı bir çalışma başlatır. Cemaatler arası diyalogu geliştirme yönünde veya dini meseleleri çözmek için taraflarında katılımını sağlamak suretiyle ilk adımı atar.
Diyeceksiniz ki, zaten Diyanet İşleri Başkanlığının bu anlamda bir heyeti var. O heyet bu gibi durumlarda gerekli fetvayı sağlıyor.
Evet, doğru böyle bir heyet var. Ama görünen o ki, bu heyet yeterli olamıyor. Meseleleri çözemediğine göre demek ki, farklı tedbirler almak gerekiyor.
Mesela böyle bir heyeti atanmış kişilerden değil de seçilmiş kişilerden oluştursa sanırım daha verimli olur. Öyle 15-20 kişi gibi az sayıda değil de 50-60 kişi gibi geniş bir sayıda olsa. Özellikle cemaatlerin seçeceği şahsiyetlerin de iştiraki önemlidir. Hatta alevi cemaatlerinin de dâhil edilmesi gerekir. Daha da ileri götüreyim belki, diğer dinlere mensup cemaatlerinde temsilcilerinin olduğu bir meclisin oluşturulması artık kaçınılmaz bir hal almıştır.
Evet, bana göre diyalog kurarak bu meseleyi şimdilik çözmek mümkün, aciliyet kesbettiği için bunu hemen yapmalı. Ama diğer meseleler için de bir meclisin oluşması için çalışmaları başlatmak gerekir diye düşünüyorum.