Belki başka bir şair söz konusu olsaydı, ‘Şairliğinin 60. Yılında…’ başlıklı bir sempozyumun sadece şiir etrafında geçmesi beklenebilirdi. Fakat başlığın devamına Hilmi Yavuz yazılınca deneme, düşünce, mizah, felsefe, öğretmenlik (hocalık), gazetecilik, çevirmenlik, İslâm medeniyeti, estetik gibi pek çok alan devreye giriyor.
‘Şairliğinin 60. Yılında Hilmi Yavuz’ sempozyumunun katılımcılarını ayrı tutarsak, dün, vakit ayırıp Sirkeci’deki Legacy Ottoman Otel’e yolunu düşüren isimler sıralandığında Hilmi Yavuz’un çok yönlü kişiliği ortaya çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İlber Ortaylı, Abdullah Uçman, Kenan Gürsoy, Beşir Ayvazoğlu, Ömer Erdem, Mehmet Aslantuğ, Nejat Birecik; onlarca lise, üniversite, yüksek lisans ve doktora öğrencisi, akademisyen…
Hilmi Yavuz’un, ‘Geçmişin şimdileşmesidir şiir’ sözü, dün teyit edildi. Hilmi Yavuz’la asker arkadaşı olduğunu söyleyen Ertuğrul Günay da, şairin Doğu ile Batıyı birleştiren düşünce dünyasına dikkat çeken Hüseyin Çelik de, onun kendi kuşağındaki müstesna yerini teslim eden İlber Ortaylı da geçmişten alıp bugüne taşıyarak anlattı Hilmi Yavuz’u. Hastalığından dolayı sempozyuma katılamayan Halil İnalcık dahi, kısacık mesajında, yıllar evvelki sohbetlerinde neşet eden bir rubaiyle ‘yâr-ı sâdık’ına selam gönderdi.
Çağatay Karaçizmeli’nin yönettiği ‘Ben, Bizzat’ adlı kısa belgesel, sempozyum öncesi Hilmi Yavuz’un kendini takdimi gibiydi: “Ben şairim: Bir yeraltıyım ben / acıyım / kazıdıkça / ve derine indikçe”. 1952’de Kabataş Erkek Lisesi öğrencilerinin çıkardığı ‘Dönüm’ dergisinde yayımlanan ilk şiiri ‘Sabahların Türküsü’nün üzerinden geçen 60 yıldan sonra Hilmi Yavuz, muzip gülümsemesiyle bir anekdot nakletti: “Hayatımda iki şeyi iyi yaptım; şairlik ve öğretmenlik. Böyle deyince, ‘Biraz mütevazı ol, bırak onu başkaları söylesin’ diyor. Fakat o kadar şeyi kötü yaptım ki, Allah rızası için, bırakın da bir şeyi iyi yaptığımı söyleyeyim!”
Volkan Severcan’ın sunduğu açılış bölümünde, Hilmi Hoca’nın âdeta gören gözü olan, sekreteri Sakine Korkmaz’ın takdimi dikkate değerdi. Programı düzenleyen Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi Başkanı Serhat Buhari Baytekin’in sevinci ise gözlerinden okunuyordu. Bütün o açılış ve plaket konuşmalarının ardından ‘içten ve dağınık’ kısa konuşmasında Hilmi Yavuz, katılan herkese teşekkür ettikten sonra hocası Behçet Necatigil’i andı. ‘Hüznün şairi’, “Mizahı severim, insanları eğlendirmekten hoşlanırım.” diyerek hayatını bir cümleyle özetledi: “Hem hüzünlendim hem güldüm.”
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Serdar Bedii Omay’ın başkanlığını yaptığı ilk oturum, Prof. Erdoğan Erbay’ın sunumuyla başladı. Erbay, ‘Yara Şiirleri’nden hareketle Hilmi Yavuz’un masivadan maveraya yolculuğunu özetledi. Prof. Şaban Sağlık, Hilmi Yavuz şiirinin söylem yelpazesini örnekleriyle ele aldı. Yrd. Doç. Bahtiyar Arslan’ın sunumu ise ufak çaplı bir tartışmaya kapı araladı. ‘Hilmi Yavuz Şiirinde Hilmi Yavuz’ başlıklı tebliğinde Arslan, şairin çoklu kimliğine dikkatleri çekerken, Yavuz için, ‘narsist’ tespitinde bulundu. Oturum başkanı Omay ile nükteli bir atışmaya da yol açan Arslan’ın sunumundan sonra Yrd. Doç. Mustafa Zeki Çıraklı, ‘teknik’ bir tebliğ sundu. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Çıraklı, ‘Duyuş’tan Deyiş’e: T.S. Eliot, Hilmi Yavuz ve Modernizm’ başlıklı sunumunda, şiiri bir dil problemi olarak gören ve buna göre ‘kuran’ Eliot ile Hilmi Yavuz’un şiirleri arasında nesnel bağlılaşımları örnekleriyle ele aldı. Âdeta bir şiir atölyesi şeklinde geçen Çıraklı’nın sunumu, Bahtiyar Arslan’ın ‘narsist’ göndermeli okumalarıyla birlikte ikinci oturuma kadar üzerine en çok konuşulan tebliğler olarak kayda geçti.
‘Doğu Şiirleri şairinin “Çok uzun anlatmak gerekti / ve biz, sadece ima ile geçtik” dizesini ödünç alarak belirtmek gerekir ki; birbirinden değerli sunumu ve dolayısıyla pek çok tespiti ima ile geçmek durumundayız. ‘Hilmi Yavuz’un Denemeciliği ve Anlatı Yazarlığı’ başlıklı ikinci oturum, Doğan Hızlan’ın başkanlığında Yavuz Demir, Mukadder Erkan, Abdülhalim Aydın ve Nilüfer Kuyaş’ın sunumuyla gerçekleşti. Kenan Gürsoy’un başkanlığındaki üçüncü oturumda, ‘Batı ve Doğu Düşüncesi Kavşağında Hilmi Yavuz ve İslam Medeniyeti Düşüncesi’ başlığı etrafında Süleyman Hayri Bolay, Burhanettin Tatar, Ali Utku ve Zeynep Gemuhluoğlu tebliğlerini sundu. ‘Bir Hoca Olarak Hilmi Yavuz’ başlıklı son oturumda ise Gürol Irzık, Dilek Cindoğlu, Derviş Zaim ve Ezel Akay, Hilmi Yavuz’un ‘iyi yaptığı’ iki şeyden biri olan hocalığını anlattı.
Zaman