Bu kitabın "yüzleşme" yayınları arasından çıkması ne kadar da kitapla örtüşmekte… "Hakikatle yüzleşmek için" enteresan bir söylem. Bir kitabın içindekilerle yayınevinin bu ismi ve içeriği ile yüzleşmesi… Edebiyatın insana ayna tutması gibi bir şey!
Ben bu kitabın isminin "Ezeli Mektuplar" olmasını isterdim. Evet, kitabın içindeki yazıya konu olanlar ve onlar gibi sayısız tüm insanlar gibi ölüme mağlup olmuşlardır. Ancak onlardan bize kalan ve insanoğlu var oldukça ve kitaplarla içselleştikçe onların yazdıkları bize geçmişten günümüze birer ezeli mektup olacaklardır. Ben kitabın sonundaki sonsözle başlamak istiyorum. Cemil Meriç şu sözü konumuzla ne kadar ilintili olduğunu göreceksiniz. "Denize atılan her şişe bir kitap. Asırlar, kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığı şişeyi belki açarlar, belki açmazlar." Açarlarsa Ezeli Mektuplarla buluşurlar. Açmazlarsa "Ezeli Mağluplar" zaten mağlup olmuşlardır.
Ben edebiyatta ki isimleri düşüncelerinden, fikirlerinden dolayı, ne sınıflandırırım ne de kamplara ayırırım. Daha dün isimlerinin yanına çeşitli yaftalar yazılanların, saygınlıklarına değer katılmaktadır. Hatta ülke dışında mezarı olanların mezarları getirilmek isteniyorsa her dile, her fikre, her düşünceye, her ırka edebiyatın hatırına saygı duyulmak içindir. İşte yazar Şahin Doğan evrensel bir düşünceyle baktığı kitap çalışmasın da, her fikirden, her düşünceden, her dinden ve her ırktan; edebiyatçı, yazar, düşünür ve şairi bulacaksınız.
"Ezeli Mağluplar" kitabını imzalayıp not düşmesi yazarın nezaketindendir. "Bu kitap eleştiriliyorsa anlaşılıyor demektir." Eleştirel bakış açısını fazlasıyla önemsediği dikkat çekicidir. Sanatın ve edebiyatın, fikir ve düşüncelerin zorlanmış cümlelerle var olduğu toplumlarda, eleştiriye herkes tahammül edemez. Ne mutlu bu yazarımıza!
Yazarın tespitlerini okudukça yazarın ufkunun ne kadar geniş olduğu, kelime hazinesinin dolgunluğunu kitabı okudukça daha iyi değer biçeceksiniz. Kimi niçin ve nedenlerle merak ediyorsanız yazarın kitabında bulacaksınız. Her portre için yazılan yazıları okurken ayrı bir haz alıyor onun kaleminden. "Kitapları mı insanları mı?" Şeklindeki zorunlu bir seçime muhatap olsam tercihim sanırım birincisinden yana olur. İnsansız yaşarım fakat kitapsız asla!" düşüncesini özümsüyorum.
"Ezeli Mağluplar ya da Hakikate Dair Sözler" üzerinde durulması gereken bir kitap. Yazar Abdulkadir Satış'ın uzun bir önsözü de eleştirel bir yaklaşım sergilemesi, ince ayrıntılara kadar inmesi kitap yazarının eleştiriyi verdiği önemdendir.
Ezeli Mağluplar bir ders kitabı niteliğindedir. Öğrenciler kadar yetişkinlere, eğitimcilere hitap etmektedir. Kitabın ilk yazısı; "Van Gogh" la başlıyor ve onun ressamlığını öne çıkarırken Van giogh'ın hapishane görmemiş olmasına karşın yaşanmış gibi anlatması hayli dikkat çekici. Yazarın dikkatinden kaçmaması önemli... Her portreden ayrı bir özellikle onların kişiliklerini, yaşam tarzlarını mercek altına almış olmasını değerli buluyorum.
Kitapta ki portreler üzerinde ayrı ayrı durma şansımız yok. İsimleri bile sıralansa bir köşe yazı olur. Onların saygınlıklarını, toplumdaki yeri ve önemini, topluma verdikleri önemsenmeli… Yalın anlatım desem de, bazı bilimsel, siyasi ve dini kavramlar kitap da yer almaktadır. Hafızamızı tazelemeye yarayacaktır.
Kitap da yer alan isimlerin kimileri yaşıyor, kimileri ömürlerini yaşayanlara bahşedip çıkmışlar sonsuz yolculuğa… Ezeli Mağluplar da hayli isim var. Onları tanımak veya yeniden hatırlamak için kitabı okumanızı öneririm. Eserlerin edebi değerleri yanında toplumda ki sosyal diyalog, inançları, dünya görüşleri yaşam karşısında felsefi duruşları eleştirel bir yaklaşımla bazen hoyratça ifade etse de, daha çok onları tanıtma ve tanıma, fikir ve düşüncelerini toplumla paylaşmayı belgelemesi önemsenmektedir.
"Ezeli Mağluplar" yazarların düşünceleri, şairlerin şiirleri, ressamların resmi üzerinde ki düşüncelerini paylaşırken bir sözlük keyfiyetiyle bizlerin kelime dağarcığımızı zenginleştirme ve unuttuğumuz kimi simaları bize hatırlatırken, tanımadıklarımızla da bizi tanıştırma fırsatı vermesi sevindirici. Bu beyin yorgunluğu, bu emek, bu yazma hasreti onu başarıya götüreceğine inanıyorum.
Kitaba konu olmuş edebiyat dünyasının ve yaşamın önemli yapı taşlarından olan, bu önemli şahsiyetleri tanıtmak ve tanımak genel anlamıyla katkı sunduğuma inanıyorum. Yazarın onlar hakkında yaptığı tespiti okuyucularla paylaşması, yazarın hassasiyetini, ne kadar dikkatli tahlillerde bulunduğu, düşüncesi ne olursa olsun onları önemsediğinin ifadesidir. Bu da yaşam biçimi ve bilincini paylaşma, gerçekliğe dayalı tespitlerle sunması onların kimlikleri hakkında referanstır.
Yazarın kitap yazmakta ki görevi her yazar gibi okuyucuyla samimi diyaloga girmesidir. Doğamız ve kültürel yapımız, insani erdemlerimiz, sosyal etkinlik ve dinsel iletişimimizle canlı varlık olduğumuzu her yazar gibi o da ortaya koymaktadır. Belli bir mekân da yaşıyor ve hayatın her alanında diyalog içinde olmayı, sürdürmeyi bir görevin ifası olarak kabul etmek gerekir.
(Misbah HİCRİ, Gap Gündemi)
Not: Bu nazik jestinden dolayı Misbah Hocama kalben teşekkür ediyorum.