Said Nursi ağaçlarla ciddi dostluklar kurdu

Said Nursî yaşantısında da ağaçlarla çok ciddi dostluklar kurmuştur

Cevat Çakır'ın yazısı:

“Hür Adam”ın ağaç sevgisi

Kur’ân-ı Kerim’i okuyan kişilerde bir ağaç düşüncesi oluşur. Çünkü “600 sayfalık Kur’ân-ı Kerim’in 150-180 ve 320-330 sayfaları hariç baştan sona ağacın zikredildiği görülür.” (1)

İşte Risale-i Nurda da ağaç ismi her yere serpilmiş durumda. Böylece okuyucunun zihninde ağaç fikri sürekli canlı tutulur. Risale-i Nurda 27 ağaç türünden ve 300’den fazla yerde de ağaçlardan bahsedilmektedir. Ayrıca Said Nursî yaşantısında da ağaçlarla çok ciddi dostluklar kurmuştur. Hatta kendi ifadesine göre insanlardan ürktüğü zamanlarda Çam Dağında bir çam ağacının tepesine çıkmıştır. (2)

“İşte gece vakti, şu garibane dağlarda, sessiz, sadasız, yalnız, ağaçların hazinane hemhemeleri içinde...” (3)

Yine Said Nursî hayatının bazı bölümlerinde ağaçların olduğu yüksek yerleri  tercih etmiştir. Barla’da Çamdağı, Kastomonu’da Karadağ, Tiflis’te Şeyh San’an Tepesi, İstanbul’da Çamlıca Tepesi ve Yuşa Tepesi gibi.

Şimdi de Risale-i Nurdan örnekler verelim:
“Demek her bir ağaç Bismillah der” (4) “Yazın müzeyyen sayfası” (5) “Bir ağaç bir kelimedir ne kadar sayfası vardır.” (6) “Evet Rahmetin erzak hazinelerinden olan bir şecerenin uçlarındaki meyveler, çiçekler yapraklar.” (7) “Çünkü her meyvedar ağaç ve çiçekli bir otun da amelleri var.” (8) “Bazan ağaç gibi bir kelimede bir kasideyi yazan.” (9) “Her bir ağacın birer tesbihatı olduğu gibi” (10) “Barla ağzının, şu dağ lisanının bir muazzam kelimesi olan bu odamızın önündeki Çınar ağacına bak, gör. Ağacın şu üç başının her başında, kaç yüz dal dilleri var.” (11) “Şu ağaçlar raksa gelmiş cezbe istiyorlar.” (12) “Her bir ağaç yüksek bir taş üzerinde arşa başını kaldırıp durmuşlar” (13) “Her bir ağaç güzel yazılmış manzum bir kasidedir.” (14) “Mücize-i harika-i kudret olar ağaç” (15) “Madem hiç ümid edilmediği tarzda odundan rızıklar akıyor” (16) “Herbir ağaç birer mührü Ehadiyet” (17) “Bir ağaç küçük bir kâinat hükmündedir” (18) “Umum eşcar ve nebatatın cezbedarane hareket-i zikriyede bulunan yapraklarından” (19) “Her bir ağaç birer mektub-u Rabbani...” (20)

Said Nursî Hazretleri bir talebesine Barla’da kaldığı evin önündeki Çınar ağacı için “Ehli hükümet gelerek, şu ağacın dalını kes, sana yüz lira vereceğim dese kesmem” demiştir.

Ağaçlara karşı çok şefkatli olduğunu nakleden talebesi Bayram Yüksel, “Çam Dağında bazan ağaç lazım olurdu. Üstadımız rasgele ağaçları kesmemize mani olurdu. “Ağaçları kesmeyin, onlar da zikrediyor” derdi (20) demiştir. 

Yine üzerinde bir oturak yeri olan Barla’daki Çınar ağacı için “Ben bu çınar ağacını Yıldız Sarayına değişmem, bu çınar ağacı benim için 1000 altından kıymetli” (21) demiştir.

Evet “Hür Adam”ın nazarında ağaçlar odun olmaktan çıkıp ibadette bir arkadaş oluvermiş. İnsanlardan ürktüğü zamanlarda onlarla hemhal olmuştur. Elbette ki böyle bir düşünceye sahip olan kişiler ağaca balta kaldıramazlar. Dolayısıyla günümüz “eli baltalılar”ına bu tarz düşüncenin mutlak sürette aktarılması lazımdır ki, ormanlarımız kurtulsun. Yoksa eli baltalı ve hızarlılardan ormanlarımızın daha çok çekeceği var...

Dipnotlar:
1-İbrahim Canan, Çevre Ahlakı, 54; 2-Said Nursi, Mektubat, 24; 3-Said Nursi, mektubat, 28; 4-Said Nursi, Sözler, 12; 5-Said Nursi, Sözler, 49; 6-Said Nursi, Sözler, 61; 7-Said Nursi, Sözler, 75; 8-Said Nursi, Sözler, 109; 9-Said Nursi, Sözler, 144; 10-Said Nursi, Sözler, 152;11- Said nursi, Sözler, 152; 12-Said Nursi, Sözler, 204; 13- Said Nursi, Sözler, 204; 14-Said Nursi, Sözler, 550; 15- Said Nursi, Mektubat, 282; 16-Said Nursi, Lem’alar, 67 ;17-Said Nursi, Lem’alar, 314; 18-Said Nursi, Lem’alar, 319 ;19-Said Nursi, Lem’alar, 357; 20Said Nursi, Şualar, 35

Yeni Asya

Sosyal - Medya Haberleri