Röportaj: Özkan Erdem-Risale Haber
İmza attığı ünlü belgeselleri ile tanınan gazeteci Mustafa Yürekli, Bediüzzaman’ı ve film çekimlerini Risale Haber’e anlattı
2004 yılında Kanal7’de yayına giren “Üstad: Bediüzzaman Belgeseli”ni hazırlama fikri nasıl oluştu?
Hazırlayıp sunduğum ve Kanal 7’de 60 bölüm olarak yayınlanan “Yaşamak Dediğin” programında Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını ve mücadelesini, ilk kuşak talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin ve Mehmet Fırıncı’ya, ayrıca Prof. Dr. Faris Kaya'ya anlattırmıştım. Toplum ilgiyle karşıladı bu çalışmayı.
Programa olan yoğun ilgi ve yeniden yayınlanmasına yönelik istekler üzerine Kanal 7 yönetimi, Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili daha kapsamlı bir belgesel yapma kararı aldı. Yönetim kurulu başkanımız Zekeriya Karaman Beyin cesaretimi artıran desteğiyle ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Çelik’in özel ilgisi ve katkısıyla “Üstad: Bediüzzaman Belgeseli”ni başarıyla tamamladık ve 60’ar dakikalık üç bölüm halinde Kanal 7’de yayınladık.
Osmanlı'nın son döneminde İstanbul ulemasıyla birlikte Meşrutiyet döneminin hareketli ortamına tanıklık eden, Birinci Dünya Savaşı'nda Alay komutanı olarak çarpışarak Ruslara esir düşen, Milli Mücadele'yi destekleyerek Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna katkıda bulunan ve 1925'den 1960'a kadar 35 yıl, sürgünler, gözaltılar, hapisler ve suikastlerden yılmadan tevhid inancını Kur’ani ve akli delillerle ortaya koyan Bediüzzaman'ın hayatı ve felsefesini ekrana getirmiştik. Risale-i Nurların nasıl kaleme alındığını ayrıntılarıyla anlattık.
Bediüzzaman Said Nursi, Mehmet Akif Ersoy, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, Ahmed Hamdi Akseki, Mehmet Zahit Koktu, Mahmut Sami Ramazanoğlu gibi Cumhuriyet dönemi İslam büyüklerindendir. Milletimizin bugünlere nasıl geldiği, yukarıdan bir bakışla, hep resmi tarihin anlattıklarıyla biliniyor. İslam büyüklerinin hayat hikayelerine yansıyan bu gayri resmi tarih, tabandan, milletimiz açısından bakmayı sağlıyor, modernleşmemize. Bu nedenle muhalif tarih çalışması da diyebiliriz, “Üstad: Bediüzzaman Belgeseli”ne.
“Üstad: Bediüzzaman Belgeseli” 18 ayda hazırlandı. Said Nursi'nin zorluklarla geçen hayatını bütün yönleriyle anlattık. Belgeselde Bediüzzaman'ın 12 talebesiyle yapılan söyleşiler yer alıyor. Ayrıca yabancı bilim adamlarının görüşlerinin yanı sıra Taha Akyol, Yavuz Bahadıroğlu, Emre Aköz, Mehmed Niyazi ve Necmeddin Şahiner gibi isimler, Üstad hakkındaki görüşlerini dile getiriyor.
Belgeselin çekimleri Bitlis, Muş, Van, Doğubeyazıt, Erzurum, Afyon, Emirdağ, Burdur, Isparta ve Denizli illerinde gerçekleştirildi.
Belgeselde, Said Nursî'nin Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet'e geçişteki çalışmalarını, hakkındaki suçlamaları ve bilinmeyen pek çok yönünü aydınlattık. Said Nursi, sıra dışı bir alim, coşkulu bir aydın. Savaşlarda ve işgallerde kendini ateş hattına atan, iki kez idamdan dönen, esir kamplarını ve cezaevlerini eğitim yuvasına dönüştüren bir büyük eylemci. Oldukça hareketli ve son derece renkli bir hayat hikayesi var. Belgesel televizyonculuk tarihimizde bir ilk özelliğini taşıyor.
BEDİÜZZAMAN, KUR’AN-I KERİM’E ODAKLI FİKİRLERİYLE…
Belgeselden önceki Bediüzzaman algınız ile sonraki arasında ne gibi farklılıklar oluştu?
Ömer Nasuhi Bilmen; Ahmet Hamdi Aksekili, Elmalı Hamdi Yazır ve Bediüzzaman’ı okuyup anlayan biri, M.Kemal’in Nutuk’unu da orjinalinden okuyup anlayabilir. Önemli olan, yazarların ve eserlerin kültür haritasındaki yerlerini bilmek. Konumlarını, duruşlarını, olaylar karşısında aldıkları tavırları doğru anlamak gerekiyor.
Bediüzzaman Said Nursi, gençlik yıllarından beri tanımaya çalıştığım, Risale-i Nur Külliyatı’nı birkaç kez okuduğum, değer verdiğim bir şahsiyettir. “Üstad: Said Nursi Belgeseli”ni 40’lı yaşlarda yaptım. Hayatını ve eserlerini baştan okuyup düşünürken pek çok yeni şey fark ettim tabi. Bunları bir kitapta anlatacağım. Belgeselde de bu yeni yaklaşımımız hemen fark ediliyor zaten. Şimdi Bediüzzaman’ı niçin okumalıyız sorusuna daha yetkin cevap verdiğimi söyleyebilirim tabi. Bediüzzaman, Kur’an-ı Kerim’e odaklı fikirleriyle medeniyetimizin bütün kurumlarının hayatla bağlarını yeniden kuruyor, diyebiliriz. İslam’ın hayat felsefesini, sosyal felsefesini, tarih felsefesini ve siyaset felsefesini çağın diliyle yeniden anlatıyor. Bu büyük iş.
Bediüzzaman Said Nursi, bir deha. Risale-i Nur Külliyatı, muhteşem bir eser. Toplum bir piramitse, en tepedeki devlet başkanından tabandaki sıradan bir vatandaşa kadar her seviyeden insanın rahatça okuyup anlayabileceği bir eser. Üniversitelerdeki profesörler de okuyup yararlanabilir, öğrenciler de, hatta hizmetliler de. Herkes birikimi, yeteneği ve nasibi kadar bir şey alabiliyor bu eserlerden. Benim farklı dönemlerde Risale-i Nur Külliyatı’nın çeşitli boyutlarını keşfetmem anlaşılır bir durum olsa gerek.
Bediüzzaman ile alakalı yeni bir çalışmanız var mı? Kitap, film, belgesel vs..
Bediüzzaman’a ilişkin çalışmalarımız, evet sürüyor. Yakın tarih bağlamında birkaç dosyam hazır, diyebilirim. Düşünce kitaplarım olduğunu söyleyebilirim, Risale-i Nur Külliyatı odaklı fikri çalışmalarımı topladığım. Edebi çalışmalarımdan da söz etmeliyim bu arada. Roman, senaryo ve şiirler… “Bediüzzaman Destanı” şiir kitabını yakında yayınlayacağım. Bediüzzaman’a dair belgesel hazırlıklarım var; kısmet olursa, bu belgeselleri en kısa sürede yapacağım.
MEDYA DAHA SORUMLU YAYIN YAPMALI BEDİÜZZAMAN HAKKINDA
Medyanın Bediüzzaman’ı yeterince bildiğini düşünüyor musunuz?
Bediüzzaman Said Nursi, dünyada, İslam dünyasında ve Türkiye’de biliniyor elbette. Türkiye’deki çalışmalar, Necmeddin Şahiner ve Yavuz Bahadıroğlu düzeyinden Şerif Mardin düzeyine kadar çeşitli seviyelerde Bediüzzaman’ı anlatıyor. Bu çalışmalar, modernite ile gelenek ilişkilerine de ışık tutuyor. Önemli olan doğru sorular sorabilmek. Ben kendi adıma konuşacak olursam, örneğin İslam estetiği çalışmamda Bediüzzaman’dan çok yararlandığımı söyleyebilirim.
Milletimiz bir İslam büyüğü olarak Bediüzzaman’ı çok seviyor. Medyamız, traj ve reyting kaygısıyla Bedüzzaman’ı zaman zaman gündeme getiriyor. Medyada, Bediüzzaman’a dair yer alan haberlerde ve dizi yazılarında pek çok sorunla karşılaşıyoruz. Medya, tepki çekmemek için kimi çevrelerden yardım alıyor, fakat bu yanlış yapmalarına engel olamıyor. Medya daha sorumlu yayın yapmalı Bediüzzaman hakkında. Bunu sağlamak için okuyucu ve izleyiciler daha duyarlı olmalı ve anında kanuni yollardan hakları olan tepkiyi göstermeliler. Türkiye normalleştikçe medya da düzelecek ve bu sorunların da üstesinden geleceğiz inşallah.
Son zamanlarda ‘Bediüzzaman filmi’ ile ilgili birçok çalışma yapılıyor. Bir yapımcı olarak çekimlerde bulunacak meslektaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Film çalışmalarından haberim var. Hayatını baştan sona anlatmaya çalışıyorlar; senaryolar yazılmış, kast oluşturulmuş. Bu filmi olumsuz etkiler diye düşünüyorum. Üstadın hayatından belli bir kısa dönemi, mesela Afyon Hapishanesi dönemini anlatmak, başarıyı da getirecektir diye düşünüyorum.
120 dakikalık kısa bir sürede 85 yılı anlatmak kolay değil. Bu çalışmalar, birer ilk film olarak görülmeli. Sonraki çalışmaları cesaretlendirecektir. İlerde daha iyi filimler izleyebiliriz. Bu süreç, yaşanmak zorunda.
Sanat yönetmenine ve görüntü yönetmenine büyük iş düşüyor, dönem filmi çekiyorsunuz; Bediüzzaman gibi sıra dışı bir şahsiyeti görüntülemek kolay değil. Müzik çok önemli.
Bediüzzaman filmi çekmeye çalışanlara dua ediyorum, inşallah hizmete vesile olurlar ve Üstadın tanınmasına katkıda bulunurlar. Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur Külliyatı’nı gündeme getirmek, milletimiz için aklını başına toplama, özüne dönme ve bir sıçrayış gerçekleştirmenin yolunu açacak ve kendi medeniyetimizi ihya anlamına gelecektir.
BEDİÜZZAMAN HAYATIYLA DA KUR’AN AKSİYONUNU ÖĞRETMİŞTİR
Filmler Bediüzzaman’ın hangi yönü/boyutu daha çok ön plana çıkmalıdır sizce?
Bediüzzaman Said Nursi, bir İslam alimi, düşünür, eylemci ve lider. Bunlardan hangisi sinemaya uygundur derseniz, elbette eylemci ve lider oluşu derim. Bediüzzaman eserleriyle olduğu gibi hayatıyla da Kur’an aksiyonunu öğretmiştir. Bunun filmini yaparım ben olsam.
İNŞALLAH SON NEFESİME KADAR BEDİÜZZAMAN’I ŞİİRLERLE ANLATIRIM
Risale-i Nur ve Bediüzzaman ile ilgili şiir çalışmalarınızın olduğunu biliyorum. Bu konuda yeni eserleriniz var mı?
Bediüzzaman’ın vecizeleri çok çarpıcıdır. Pek çoğunu ezberlemişimdir. Kimi şiirlerimi tamamlayınca bakıyorum ki bir vecizenin verdiği mesaj ruh olarak duruyor o şiirde. Böyle şiirlerimi ayrı bir dosyada topladım ve Bediüzzaman Destanı kitabını oluşturdum. Dosyada 40 kadar şiir var, basılmayı bekliyor. İnşallah son nefesime kadar Bediüzzaman’ı şiirlerle anlatırım, bu benim için büyük onur ve mutluluk. O şiir gibi yaşadı, şiir gibi bir şahsiyet; onu tanıdıkça, bir şiir olarak sevip hatırlıyorum onu ve şiirlerle anlatıyorum galiba.
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI, MEDENİYETİMİZİN YENİDEN DİRİLİŞİNİ DESTEKLİYOR
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Bediüzzaman Said Nursi, hayat hikayesinin Risale-i Nur Külliyatının önüne geçmesini ve üzerine gölge düşürmesini istemezdi, bu biliniyor. Toplumumuz, Risale-i Nur Külliyatıyla buluşabiliyorsa, sorun yok demektir. Yapılan hizmetler de bu amaca hizmet ettikleri sürece yararlıdırlar. Medya, keşke Risale-i Nur Külliyatını ve fikirleri gündemde tutsa hep. Risale-i Nur Külliyatı, İslam’ın doğru anlaşılmasını sağlamakla kalmıyor, kendi medeniyetimizin de yeniden dirilişini destekliyor. Risale-i Nur Külliyatı, serumdur; toplumun damarlarında dolaşan kanın ona ihtiyacı var.