Said Nursi cumhuriyetin bu türünü tokatlar

Mardin Artuklu Üniversitesi “Said Nursi ve Cumhuriyet, Bir Binbir Gece Masalı” konferansı düzenlendi

Haber ve fotoğraf: Mehmet Selim Mardin

MARDİN-Mardin Artuklu Üniversitesi tarafından düzenlenen ve Siyaset bilimci Doç. Dr. Ahmet Yıldız’ın konuşmacı olarak katıldığı “Said Nursi ve Cumhuriyet, Bir Binbir Gece Masalı” adlı konferans büyük bir ilgiyle izlendi. Konferansa Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, akademisyenler, Kırklar kilisesi papazı Gabriel Akyüz ile davetliler katıldı.

Konferanstan önce kısa bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, konferansın ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni etti.

BEDİÜZZAMAN'IN ZULMÜN KARŞISINDAKİ TAKTİĞİ

Doç. Dr. Ahmet Yıldız, “Binbir Gece Masalı” kahramanı olarak adı geçen Şehrazat’ın padişahın zulmünden kurtulmak için her gece masalın en heyecanlı yerinde bir düğüm attığını ve sabırla her gece masalı bitirmeden düğümlerini sürdürdüğünü böylece padişahın yapacağı zulmü ertelediğini ve sonunda padişahı ikna edip yola getirdiğini ifade ederek Said Nursi’nin de rejim tarafından yapılan haksızlıklar karşısında sürekli düğüm atarak zulmün karşısında durduğunu söyledi. Yıldız, Bediüzzaman’ın hayatında müsbet hareket tarzı ile Anadolu’nun vicdanı olduğunu ancak bu çabaları yok sayılmaya çalışılmışsa da müsbet hareketi biçimini kararlılıkla sürdürdüğüne dikkat çekti.

O günkü bilimin rejimle yakın işbirliği içinde olduğunu ve o yüzden Said Nursi sözkonusu olduğunda “irtica, karanlık ve memleketi geriye götürme” diye düşünüldüğünü ifade eden Yıldız, “Bu düşüncelerin üniversitede olması son derece üzücü. Çünkü üniversiteler sivil itaatsizliğin sembolü olması gerekir. Said Nursi her zaman meşru zemini muhafaza edebilmiştir” dedi.

Konuşmasına Said Nursi ve Mardin bağlantısıyla devam eden Doç Yıldız, Bediüzzaman’ın Mardin’de genç Osmanlılarla tanışarak meşrutiyet düşüncesine vardığını, Namık Kemal’in Rüyası ile uyandığını, aynı zamanda Cemaleddin-i Afgani’nin tanıştığı öğrencisi vasıtasıyla İslam birliği düşüncesini öğrendiğini, bu arada Sunusi tarikatını yine bir mürit vasıtasıyla tanıdığını ve bu sayede edindiği düşüncelerden dolayı da zamanın mutasarrıfı tarafından hayatında ilk sürgün olayıyla karşılaştığını anlattı.

CUMHURİYETÇİLER YAN GELİP YATMAZ

Said Nursi’nin hayatından kesitler sunan Yıldız, “Cumhuriyet hakkındaki düşünceleri Siirt Tillo’da inzivada iken Kubbe-i Hasiyede Kamusu Okyanusu ezberlerken gelişti. Kardeşi Mehmed’in ona getirdiği çorbanın tanelerini karıncalara veriyor ve onların Cumhuriyetçiliklerine bir mükafat olarak görüyor. 1935 yılında mahkeme reisinin Cumhuriyet hakkındaki düşüncesinin sorulması üzerine bu olayı hatırlatıyor. Karınca ve arı milleti çalışkan mahluklar. O grupta bulunan bütün üyeler çalışmaktadır. Hiç biri yan gelip yatmaz. Said Nursi onların bu özelliklerini dikkate alarak Cumhuriyetçiliklerini övmüştür” şeklinde konuştu.

Cumhuriyetin Said Nursi portresinin negatif olduğunu belirten Yıldız, “bizde cumhuriyet halksız olarak kurulmuştur. Halkın olmadığı devlet odaklı Cumhuriyet olamaz. İktidar Hilafetten alındı ama halka verilmedi. Bizim Cumhuriyetimiz otokratik olarak kuruldu. Tek parti cumhuriyetin kuruluş kodudur. Bir kişiyi sevme ile özleştirilmiştir. Said Nursi sadece ‘isim ve resimden ibaret’ olan Cumhuriyetle barışık değildir. Bu düşüncelere nerde rastlasa sille vuracağını ifade etmektedir. Tek partinin Cumhuriyet rejimini iki sarkaca benzetirsek sarkacın iki ucu gibi ya istibdat veya rüşvet gösterilmiştir. Tek parti rejimi suçun şahsiliği yerine kolektifliği getirmiştir” dedi.

Yıldız, Said Nursi’nin Cumhuriyete yaklaşımını izah ederek, Münazarat adlı risalesinde geçen meşrutiyet düşüncelerini aktardı. Ayrıca laikliğin doğru tanınması gerektiğini vurgulayarak, devletin bu konuda dinin koruyucusu ve hakemi olması gerektiğini ifade etti.

Yıldız, konferans sonunda dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı. Rektör Omay, Yıldız’a şükran plaketi takdim etti.

www.RisaleHaber.com

Özel Haberleri