Risale Haber-Haber Merkezi
Yazarımız M. Rıza Derindağ, Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Hüsnü Bayram ağabeyin Avustralya'da anlattığı bazı hatıraları aktarmaya devam ediyor. Yazısının üçüncü bölümümünde yeni bilgilere yer veren Derindağ, Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi ile ilgili ilginç bir ayrıntıyı yazdı:
"Atıf Ağabey, çok muhlis ve çok kahraman bir Nur Talebesiydi. Üstadımızın ziyaretine gelmişti. Üstadımıza "Üstadım siz bizlere müsade ettiniz bu eserleri basıyoruz. Neşrediyoruz. Biz şimdi sizden bir şey istemeye geldik." Üstadımız "buyurun" der, Atıf Ağabey cevaben, "Üstadım genç nesil bu eserlerden istifade etmelidir. İmanlarını kurtarmalıdırlar. Fakat Nurlarda bazen geçen kelimelerin manalarını bilmezler. Bize izin verirseniz mecmuaların alt kısımlarına ve yanlarına o kelimelerin manalarını yazacağımız bir lugatçe hazırlayalım" demiş.
Üstadımız Atıf Ağabeyi dinledikten sonra, "olur kardeşim" dedi. (Yine bu olur kelimesinin anlaşılması için Hüsnü Abi diyor ki, yani Üstadımız Atıf Ağabeyin anlattığı hikmetlere "olur" diyor, yani hakikaten Nurlarda geçen bazı kelimelere yeni nesil muttali olmayabilir doğrudur gibi bir mana.) Ardından, "Fakat Nurlarda gayet ulvi marifet ve yüksek tefekkür-ü imani olduğundan, bu lugat ise okuyanın zihnini o tefekkürden alıp dağıtacağından ben müsade edemiyorum" beyan buyurdular. Atıf Ağabeyler de bu meseleden vazgeçtiler.
Hüsnü Ağabeye, "daha evvelden Asay-ı Musa ahirlerine izin vermiş Üstadımız lugat için" diye ifade edince Hüsnü Ağabey; "kardeşim bir defaya mahsus böyle bir izin oldu ve fakat sonra Üstadımız onu da kaldırdılar ve bir daha basılmadı" dedi. Aynen Ahmed Feyzi Ağabeyin Maidetu’l Kur’an isimli eseri de Sikke-i Tasdik-i Gaybinin ahirindeydi ve Üstadımız bir defa neşrine izin vermiş sonra bir daha neşredilmemişti."
M. Rıza Derindağ, Hüsnü ağabeyin anlattığı bir çok yeni hatırayı da yazdı. Yazının tamamı için TIKLAYINIZ