Risale Haber-Haber Merkezi
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, adı Gezi olayları ile birlikte anılan Reklamcı Serdar Erener'in Said Nursi ile yırtmaya çalıştığını ileri sürdü.
Hakan, şöyle yazdı:
"Ünlü reklamcı Serdar Erener’in adı, “Gezi reklamcısı”na çıkmış. Bu yüzden zor durumda kalmış. Durumu kurtarmak için bir röportaj vermiş Serdar Erener... “Gezi’ci değilim ben, Gezi’ci değilim ben” diye inleyen bir röportaj... Röportajda Serdar Erener, “AVM’lerde insanlık çok mutlu” diyor, iktidardan umutlarını anlatıyor, sahur sabahları babaannesinden dinlediklerinden söz ediyor, Tek Parti dönemi zulümlerine atıfta bulunuyor, Şerif Mardin diyor, Said-i Nursi diyor... Serdar Erener’e dost tavsiyesi: Artık “babaanne”, “sahur sabahları”, “Said-i Nursi” falan diyerek yırtamazsın. Daha yenilikçi, daha yaratıcı, daha sofistike olmalısın.
Artık olay, “babaanne”, “sahur sabahları”, “Tek Parti zulümleri”, “Said-i Nursi”, “Şerif Mardin” diyerek yırtma aşamasını çoktan geçti. Güncelle kendini."
NE DEMİŞTİ?
HaberTürk'te yayınlanan röprotajda Gezi Parkı ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili görüşlerini açıklayan Erener, "Nasıl bir ailede büyüdünüz? Ya da şöyle sorayım. Hayat sizi nasıl bir tedrisattan geçirdi?" şeklindeki soruyu şöyle cevaplamıştı:
"Sahur sabahlan babaannemden köylerinden zorla toplanmış Kuran'ların hikâyesini dinleyerek büyüdüm. Üniversitede Şerif Mardin'den Cumhuriyet'in milletin manevi dünyasını yok sayarken yerine nasıl bir şey koyamadığını öğrendim. Hayek'ten serbest piyasanın erdemini, Popper'dan bilginin yanlışlamayla arttığını okudum, anladım. 2002'deki seçim sonuçlan açıklandığından bugüne AK Parti'yi halkın bürokratik elite karşı dev koalisyonu olarak gördüm.
Said-i Nursi'nin Allah'ın hikmeti olarak tarif ettiği tabiatla Darvvin'in işleyişini açıkladığı tabiatın çelişmediği fikrine vardım. Hiçbir siyasi görüşe kendimi teslim etmedim. Arendt'in "Arşimet Noktası" dediği bir yer var. Hayata Ay'dan bakmak. Ben orada olmaya çalışıyorum.