Risale Haber-Haber Merkezi
Son Şahitler'den İbrahim Arman anlatıyor:
"Üstadı Afyon hapishanesine göndermişlerdi. Ben de orada idim. Savcı, beni seviyordu. Üstad için, 'Bunu bir kişilik bir odaya kapayacağız' dedi. Ben de 'Peki' dedim. Hocayı bir kişilik bir odaya kapattılar, anahtarlarını da bana verdiler.
"Hocanın yemeğini ben veriyordum. 'Bunun odasına kitap, kalem, kâğıt ve ziyaretçi sokmayacaksın' dediler. 'Olur' dedim. Kendisine götürdüğüm ekmekleri belki yetmiş parçaya bölüyor, birazını kendine alıyor, geri kalanını da 'İbrahim kardeşim bunları talebelerime götür' diyordu. Ben bu duruma çok hayret ediyordum.
"Afyon'un zenginlerinden Tuzcu Avni isminde bir arkadaş Bediüzzaman'a bir yün yatak, bir yün yorgan ve bir tane de halı gönderdi. Ben kendisine bunu söylediğimde, Bediüzzaman, 'Sağolsun, ben hediye kabul etmediğim için bu hediyelerini kabul edemeyeceğim' dedi.
"Çok az ekmek ve birkaç tane zeytinle iktifa ederdi. Dışarıdan çok güzel yemekler gönderirlerdi, ama o bunların hiçbirini kabul etmezdi. Kesinlikle hediye namına hiç birşey kabul etmezdi. Kıyafeti düzgün ve sade idi."
(Son Şahitler, Necmeddin Şahiner)