Hür Adam uzunca bir süre gündemde kalacak gibi. Daha vizyona girmeden ateşli tartışmalara konu oldu. Hatta mahkemeye bile düştü. Olacak o kadar... Neredeyse bütün ömrü hapishanelerle, soruşturmalarla, mahkemelerle, sürgünlerle geçmiş Bediüzzaman'ın filmi de mahkemelik olmuş çok mu?
Geçtiğimiz hafta filimin medya gösterimine katıldık. Hemen hemen her medya kuruluşunun temsilcisi vardı. Kalabalık grup 163 dakika süren filmi kesintisiz seyretti. Filmde dikkat çeken noktaları şöyle sıralamak mümkün:
FİLM MÜZİĞİ TESBİHATTAN...
Öncelikle film müziği seçiminde mükemmel bir karar verilmiş. Sabah ve ikindi namazlarında tesbihattan sonra, "Sünhaneke ya Allah tealeyte ya Rahman ecirne minennar bi afvike ya Rahman..." diye başlayan esma-i hüsna melodisi enstrümental ve sözlü olarak seslendirilmiş. Bediüzzaman'ın Kur'an ve iman hizmetlerini konu edinen bir filmde seçilebilecek en güzel bir müziklerden biri olmuş. İşte o müzik:
Filmle ilgili okuyucularımızdan gelen endişelerin bir çoğunun olmadığını gördük. Birincisi M.Kemal ile olan iletişim durumu. Basına bugüne kadar sadece Meclisteki görüşme ve rest çekme sahnesi konu oldu. Halbuki filmin bir çok yerinde Bediüzzaman'a yapılan baskı, zulüm ve takibatların M.Kemal emriyle verildiği net olarak gösteriliyor.
Diğer bir konu, Risale-i Nur'un sadeleştirilmesine dair bazı yorumların olabileceği idi. Bu konuda da herhangi bir sahne yer almadığı gibi gerek Said Nursi'nin gerekse Risale-i Nur'un mesajı olabildiğince aslına sadık kalınarak veriliyor.
Üçüncüsü, filme farklı hiç bir düşünce ve meşrebin gölgesinin düşmemiş olması. Film için sponsor çıkmaması da bir cihetle hayırlı olmuş. Zira film baştan sona sadece Said Nursi'yi nazara veriyor.
Dördüncüsü, Kürtçe'nin filmin bir çok sahnesinde çok rahat kullanılması. Bediüzzaman'ın Nurs'ta başlayan hayat kesitinde Kürtçe konuşmalar olduğu gibi anne ve babasının İstanbul'daki hapishane ziyaretine kadar Kürtçe diyaloglar yer alıyor. Bu bile Said Nursi'nin Türk ve Kürtleri birbirine bağlayan önemli bir sembol olduğunu gösteriyor.
BAŞTAN SONA "ALLAH" MESAJI...
Beşincisi, film baştan sona mesaj yüklü. Bazıları buna propaganda diyor ama mesajın ana teması Allah'ı hatırlatması. Bediüzzaman yazarken, okurken, yürürken, sürgüne giderken, mahkemede yargılanırken, hapiste yatarken ve hatta zehirlenip ölümün kıyısına bile gelirken "Allah" mesajı çok net bir şekilde nazara veriliyor.
GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMAYACAKSINIZ
Notları devam ettirmek mümkün. Ancak Cuma gününden (7 Ocak) itibaren yüzlerce salonda gösterime girecek olan film hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum. İzleyeceklere şunu söylemeden geçemeyeceğim. Film özellikle Bedüzzaman'a gönül verenleri çok ağlatacak. Gözyaşlarına hakim olamayacaksınız. Medya gösteriminde filmi izlerken zaman zaman hıçkırıklarla karşık sessiz gözyaşlarına şahit olduk.
FİLMDE HİÇ Mİ HATA YOK?
Film ile ilgili son olarak şu tesbitte bulunmakta fayda var. "Filmde hiç mi hata veya eleştirilecek bir bölüm yok?" diyenler olabilir. Elbette var. Yeryüzünde eleştiriye konu olmayacak bir ürünün olmaması mümkün mü? Hür Adam filmine Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını anlatan bir sinema olarak bakılmalı. Kutsallık atfetmek sıkıntılara neden olabilir. Neticede Mehmet Tanrısever Bediüzzaman'ın hayatını filme aldı. Sanatını konuşturdu. Beklenti çıtasını yükseltti. Bundan sonraki hedef -özellikle Bediüzzaman'a gönül verenler için- daha iyisini yapmaktır.