Said Nursi: Hacca gittiğini bilseydim karşılardım

Risale-i Nur’ları İzmir’e ilk defa getiren Abdurrahman Cerrahoğlu’nu rahmetle anıyoruz

Risale Haber-Haber Merkezi

Abdurrahman Cerrahoğlu 1917 Burdur doğumludur. 1944’de İzmir’e yerleşmiştir. Risale-i Nur’ları İzmir’e ilk defa getiren ve muhtaçlara ulaştıran saff-ı evvel ağabeylerimizdendir. Emirdağ Lâhikasında, kendisine ilk defa Risale-i Nur veren Mehmet Yayla ile beraber adı geçmektedir. 24 Ocak 2004’de hakkın rahmetine kavuşan Cerrahoğlu ağabeyin mezarı Buca Kaynaklar Kabristanındadır.
Vefatından kısa bir süre önce, kendisini evinde yaptığımız ziyaretimiz sırasında anlattıklarından kısa bir bölümü Risale Haber okuyucuları ile paylaşıyorum.
Vefatının 7. yılında merhumu rahmet ve dualarla anıyoruz…

Ömer Özcan

***
Abdurrahman Cerrahoğlu anlatıyor:

Hazret-i Üstad’ın çok duasını aldım, çok şükür. Üstadla ilk tanışmamız 1953’de oldu. 1960’a kadar beraberdik, gittik-geldik yanına. Üstad’ı daha sonra 10 defadan fazla ziyaret ettim.
1947’de İzmir’e taşındım. Burada (İzmir) ilk baskımız el yazması Risaleler olmuştu...

Hacdan geldiğim zaman mübarek Üstad bana dedi ki: “Ben senin o mübarek yere gittiğini bilseydim muhakkak karşılardım.”

Bir ziyaretimde de: “Sizin Validenizi hep hatırlıyorum, vefat mı etti?” dedi. “Vefat etmedi efendim, sizinle meşgul, duanıza muntazır” dedim. “Söyle ona has talebelerim arasına alıyorum onu, ama hemşiremi de alıyorum” dedi. Gelin kaynana çok iyi geçinirlerdi.

Ben 12 yaşından beri hasta denilecek kadar okumayı severdim. Elinizde bir kitap görsem isterdim. Burdur’da Risale-i Nur arıyorum fakat herkes sanki yere gömmüş, bulmam mümkün değil. Nasıl Risale-i Nurları bulurum diye. Burdur’da bir arkadaşım vardı Hâfız Emin, onun dükkânına gittim. Sözler’i almış. “Bunu ister sat ister ver okuyayım” dedim. “Hiç birini yapmam” dedi. Ağlarcasına üzüldüm.

10 sene de kendim kitapçılık yaptım. İzmir’de bir gün dükkâna geldim “DDY” da çalışan Mehmet Yayla ağabeyin elinde bir kucak dolusu kitap var “okur musun?” dedi. “Nedir?” Dedim “Risale-i Nur” dedi. “Hastaya kağnı soruyorsun, dünyaları bana veriyorsun” dedim, hemen aldım. O gece hiç uyumadım, sabaha kadar okudum, bana çok tesir etti. Validem de Osmanlıca bilirdi. Validem bir gün Üstadın mahkeme müdafaasını okuyordu, hem okuyor, hem ağlıyordu. “Ah! Ah! Erkek olmalıydım ben” dedi. “erkek olsan ne yapacaktın?” dedim. “Hizmetine giderdim” dedi…

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Bediüzzaman Haberleri