Cemil Yüzer'in haberi
Bundan tam 100 yıl önce, 11 Mayıs 1910 gecesi, Halley Kuyruklu yıldızının dünyanın çok yakınından geçeceğini farkeden Amerikalılar, evlerini terk ederek sığınaklara, dağlara kaçtılar.
Daha sonra anlaşıldı ki, dünya Halley Kuyruklu Yıldızının 23 milyon kilometre olduğu tahmin edilen kuyruğunun içinden geçmiş. Kuryuklu yıldızın dünyaya hiç zarar vermemesinin sebebi de yıllar sonra anlaşıldı ki yıldızın kuyruğunun içinde dünyaya zarar verecek herhangi bir gökcismi bulunmamasıydı. O dönemlerde Amerika halkının böylesi bir korku yaşamasının sebebi, bu tip konularda dünyaca meşhur olan NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) gibi bir kuruma o gün ABD'nin sahip olmamasıydı.
İşte Bediüzzaman Said Nursi, bu yaşanan hadiselere kayıtsız kalmayıp, Sözler adlı eserine konuyu, imani ve tevekküllü bir bakışla şöyle aktarmıştı:
"Tam münevverü’l–kalb bir abidi (kalbi nurlanmış bir mü’mini) küre–i arz (dünya) bomba olup patlasa, ihtimaldir ki onu korkutmaz. Belki, harika bir kudret–i Samedaniyeyi (Allah’ın kudret tecellisini) lezzetli bir hayret ile seyredecek.
Fakat, meşhûr bir münevverü’l–akıl (aklı parlak) denilen kalbsiz bir fasık feylesof ise, gökte bir kuyruklu yıldızı görse yerde titrer. ‘Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?’ der, evhama düşer.
Bir vakit, böyle bir yıldızdan Amerika titredi. Çokları gece vakti hanelerini terk ettiler.”
(Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Üçüncü Söz)