Risale Haber-Haber Merkezi
Milli Gazete yazarı Mustafa Özcan, kavmiyetçilikle ilgili yazılarına devam ediyor. Özcan, Bediüzzaman, Babanzade Ahmet Naim ve Mehmet Akif Ersoy'un ırkçılığın panzehiri olduğunu ifade etti.
"Osmanlı sonrasında davay-ı kavmiyetin içimizdeki panzehirleri Bediüzzaman, Babanzade Ahmet Naim ve Mehmet Akif Ersoy'dur. İlk ikisi Kürtçülüğün Mehmet Akif de Arnavutçuluğun panzehiridir" diyen Özcan, "Akif, Müslümanları temelden yıkacak zelzelenin ve felaketin ırkçılık belası olduğunu ifade etmektedir. Günümüzde bölücülük dediğimiz hususa onlar tefrikacılık demektedir. Ahmet Naim üzerine yazdığı eseriyle tanınan Hüseyin Hansu İslam'da davayı kavmiyet kitabı bulunan Babanzade ile alakalı olarak şunları kaydetmektedir: "Ahmet Naim, İslam'ın birliğini, Müslümanların hem düşünce hem de siyaset anlamında bir birlik vücuda getirmelerini engelleyici ulusçuluk akımlarına karşı sert bir şekilde mücadele etmiştir. Ona göre milliyetçilik akımı da dinden ayrı bir devlet isteyen Batıcılık gibi, batıdan gelen ve İslam birliğini bozan kanser kadar tehlikeli bir mikroptur" şeklinde yazdı.
Bediüzzaman'ın ırkçılığa "frenk illeti" dediğini hatırlatana Özcan, yazısını şöyle sürdürdü:
"Akif de dahili tehlike olması hasebiyle ırkçılığı en zararlı meslek olarak görür. Gözünde adeta taundan farksızdır. Mehmet Akif'in ifadesiyle ırkçılık lanetli bir tohumdur. Mikroptur ve Bediüzzaman da ona Frenk illeti der. Süleymaniye Kürsüsünde Akif bu habis ura ve belaya karşı haykırıyor ve Batılıların 'kal'a içinden alınır' yaklaşımı sonucu ırkçılıktan medet umduklarını ve Müslümanlar arasında teşvik ettiklerini ifade ediyor. Kaleyi içten fethetmenin en kolay yolu da milleti İslamiyeyi ırkçılık belasıyla tefrikaya düşürmektir.