Risale Haber-Haber Merkezi
Said Nursi’ye göre İslam medeniyetinin temsil ettiği değerler, gelecekte Batı Medeniyetinin temsil ettiği değerlere galip gelecektir. 1911 gibi erken bir dönemde "istikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyet'in olacak; Ve hâkim, hakaik-i Kur’âniye ve imaniye olacak" demektedir. Buradaki vurgu belli bir Müslüman ülke, devlet veya liderin hâkimiyeti değil, doğrudan doğruya Kur'an ve iman hakikatlerinin ifadesi olan değerlerin hâkimiyetinedir
Molla Said'in gelecek vizyonuyla ilgili diğer bir örnek "Rüyada Hitabe"de geçmektedir. Mütarekenin başında, bir Cuma gecesi gördüğü sadık bir rüyada "büyük ve önemli bir meclis" tarafından kendisine Osmanlının yenilgisi, bunun sebepleri ve gelecekle ilgili ne düşündüğü sorulur.
Molla Said burada bir kez daha toplumun içerisinde bulunduğu reel duruma değil de, geleceği şekillendirecek dinamiklere bakar ve ona göre bir değerlendirmede bulunur. Ona göre bugün galip olan Batı medeniyeti zaman içerisinde suret değiştirecek ve sistemi de bozulacaktır. Batı medeniyetinin başarısız olduğu ve tükendiği noktada İslam Medeniyeti yeniden zuhur edecektir. Bunun bir temenni değil, her iki medeniyetin temel değerleri ile alakalı olduğunu göstermek için Batı Medeniyetinin temel değer ve esasları ile İslam Medeniyetinin esaslarını karşılaştırır.
Sonuçta, İslâm Medeniyetinin temel değerlerinin "yed-i beyza" gibi ortaya çıkacağını; Batı Medeniyetin bu değerlere hayretle teslim olacağını (secde edeceğini) belirtir. Burada yed-i beyza kavramının kullanılması manidar olduğu kadar dikkat çekicidir. Hz. Musa, Allah ile ilk kez konuşurken içerisine düştüğü bir anlık şaşkınlık ve şüphede asa ve yed-i beyza mucizeleri ile kurtulmuştu. Burada da vurgulanmak istenen, zamanla İslami değerlerin en muannit ve muhalif kesimlerce bile -insanlığın huzur ve refahı noktasında- takdir ve kabul edileceğidir.
Bediüzzaman, Avrupa medeniyetinin temel ve eserlerine bakarak...
Prof. Dr. İbrahim Özdemir'in "İslamofobya Gerçek mi, İcat edilmiş Sanal bir Tehdit mi?" yazısı için TIKLAYINIZ